Uşak’ın Banaz ilçesine bağlı Ahat köyünde yer alan Akmonia Antik Kenti’nde eserler belli ve belirsiz bir şekilde yer alıyor. Daha önce yapılan çalışmalarda mozaik resimlerle süslenen yaklaşık 300 metrekarelik bir spor salonunun varlığının belirlendi. Bu bölgede Tanrıça Tyk’e'ye ait mozaikli resim bulundu. 2000’li yıllara doğru buradaki Tykie mozaiği çalındı ve İstanbul merkezli bir operasyonla tekrar ele geçirilerek, kültür varlıklarına geri kazandırıldı. Voleybol maçlarının dünyada ilk yapıldığı bölge olarak bilinen Akmonia, aynı zamanda, dünyanın ilk darphanesinin de kurulduğu yer olarak dikkat çekiyor.

Whatsapp Image 2024 08 27 At 13.03.19 (1)

Akmonia’daki mozaikler bir dönem üzeri naylonla kapatılarak korunmaya çalışılmış ve bunun sonunda da tarihi eserler mıcıra dönüşmüştü. Şu anda tiyatro olarak bilinen alanda belli belirsiz kaya parçaları yer alırken, buradaki eserlerin de büyük bölümünün koruma altına alınması ve daha fazla ziyaretçi tarafından görülmesi için Uşak Etnografya Müzesine kaldırıldığı ifade edildi. 18 Mayıs 2000 tarihinde SİT alanı ilan edilen bölgenin daha cazip hale gelmesi için Ahat köylüleri zaman zaman siyasilerden arkeolojik kazı talebinde bulundu.

Whatsapp Image 2024 08 27 At 13.03.20 (1)
Uşak Arkeoloji Müzesi yetkilileri de söz konusu ifadenin doğru olduğunu belirtti. Müze yetkilileri, “Kazı yapılması için çok ciddi bir kaynağa ihtiyaç var. Burada zaten kazı yapıyoruz desek, önce ciddi bir kamulaştırma bedeli ayrılması lazım. Günümüzde yaptığımız 2 büyük kazı var ve bunlar da yıllara yayılmış durumda. Ulubey’deki Blaundus ve Sivaslı Selçikler’deki Sebaste Antik Kentlerinde kazılarımız sürüyor ve bunlara yoğunlaştık diyebiliriz. Bu alanlar biter ve bakanlık tarafından yeterli bütçe oluşturulursa, Akmonia için de kazı gündeme gelebilir. Fakat bugün için bu kazı, pek mümkün görülmüyor” ifadesini kullandı.

Whatsapp Image 2024 08 27 At 13.03.19

Akmonya şehri, günümüzde Uşak’ın Banaz ilçesinin Ahat Köyü içerisinde Asar mevkiindedir. Coğrafi olarak Banaz ovasının (antik dönemdeki adıyla Panasion) kuzey-doğusunda ve Burgaz Dağlarının kuzey ucunda kuzey-batıya doğru yerleşmiştir. Şehrin kalesi tepede ve gerçekten korunaklı bir yerdedir. Tepenin eteklerine doğru mezarlar var ise de yüzyıllar süren kaçak kazılar sonucu bunlar nerede ise kaybolmuştur. Şehri 1883 yılında ziyaret eden William Ramsay bile mezarların devamlı bir şekilde açıldığından ve taşlarının yağmalandığından şikayet eder. Akmonya şehri etrafındaki diğer yerleşim yerleri ile sıkı ekonomik ilişki içerisinde olmuştur. Bunlardan en önemlileri Susuz Köyü’ndeki Keramon-Agora, Çarık Köyündeki Traianapolis ile İslam Köy’deki Alia’dır. Aslında Keramon-Agora, Akmonya’nın pazar yeridir ve onun bu anlamda Akmonya ile birlikte tek bir yerleşim ünitesi olarak değerlendirilmesi yerinde olur.  Akmonya çeşitli yolların, özellikle de Pers İmparatorluğu’nun atar damarı olan ve Sardis ile imparatorluk başkentleri Susa ve Persepolis’i birbirine bağlayan “Kral Yolu”nun üzerinde olması nedeniyle ekonomik refah içinde bulunmuştur. Hellenistik dönemin sonlarında ve Roma idaresi altında şehrin belirli bir özerklik kazandığını söylemek mümkündür. Bu dönemden kalan sikkeler bunun birer göstergesidir.

Muhabir: HALİL ASLAN