Kızılay Güney Ege Kan Merkezi Müdürü ve Uşak’taki bazı sivil toplum kurumlarında görev alan Dr. Zafer Aydın, kanın ücretle satıldığına dair iddialara yanıt verdi. Dr. Zafer Aydın, kanın parayla satılmadığını, fakat kan alımı sırasında ortaya çıkan masraf ve giderlerin oluşturduğu maliyetin hastanelere fatura edildiğini belirterek, “Biz bunu hastaneye fatura ediyoruz ve hastaneler de özel hastaneler de dahil olmak üzere, kişinin SGK kaydı üzerinden, tıpkı doktora verilen muayene ücreti gibi düşünün. SGK hastaneye ödeme yapıyor ve hastane de bize ödeme yapıyor. Geçen yıl biz kan hizmetleri olarak totalde 450 milyon TL zarar ettik” ifadelerini kullandı.
Katıldığı bir TV programında açıklama yapan Dr. Zafer Aydın, kanın parayla satıldığına dair ifadelerin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Kanın parayla satıldığına dair algının kan bağışı yapacak vatandaşları geri adım attırdığını belirten Aydın, “Vatandaşlarımız duyarlı ve kan çok önemli. Ben de Kızılay’ın bir profesyonel çalışanıyım ve bazen pozitif ve bazen negatif yönde eleştirdiğim süreçler oluyor. Basında haberleri ben de herkes gibi izliyorum. Bu süreç tartışılıyor ve velev ki benim hatam var ve ben hatalıyım. Benim şahsıma hesap sorulsun. Kan hizmetlerine zarar verilmesin ve bunu aksattığınız zaman kan bekleyen çocuklara ve hastalara zarar veriyorsunuz. Bir konuda toplumumuz biraz da hastalığı şu, bilgi sahibi olmadan fikir söyleyebiliyoruz. Herkes bir şeyler söylüyor ve bir bilgi kirliliği oluşuyor. Bu sağlık ve ekonomiyle de ilgili oluyor” dedi.
“Ricam şu, kan bağışıyla ilgili yorum yaparken, bilgi sahibi değilseniz doğru bilgileri alın ve istediğiniz yorumu yapın” diyen Aydın, şöyle konuştu; “Yalan yanlış bilgilerle yaptığınız yorumlar 1 kişinin kan bağışı yapmasına engel olabilir. Hastalara kan yetmiyor. Ben onu kullanmıyorum ki, kabaca olacak ama ben onu içmiyorum ki! Kanunen kan da bir organdır ve bir organın para karşılığı satılması yasak. Dinen de uygun ve caiz değil”.
Kanın Test, Toplama ve Ulaştırma Maliyeti İçin Fatura Kesiliyor
Kanda paranın döndüğünü, fakat bunun kanın ihtiyaç sahibi hastalara ulaştırılması için yapılan masraflarla sınırlı olduğunu öne süren Aydın, “Kanda bir para dönüyor mu? Evet dönüyor, beni doğru anlasınlar ve kanda para dönüyor dediniz ve satılıyor. Evet siz bize bir kan bağışına geldiniz ve bağış yaptınız. Orada çalışan tüm arkadaşlarımız profesyonel. Kanınızı aldık ve bunu Denizli’ye götürmek zorundayız. O kanın bir ulaşım maliyeti var ve torbaların da bir fiyatı var. O torbalar maalesef 20 euro değerinde. Kanı aldık ve torbanın fiyatı 3 euro, trombosit aldığımız torbanın fiyatı yaklaşık 80 euro. Aldık 20 euroluk torbaya koyduk ve laboratuvarda çalışanlar var. Orada çalışanlar ve biz rızkımızı burada çalışıp kazanıyoruz” diye konuştu.
Geçen Yıl Kızılay Kan Hizmetlerinden 450 Milyon Zarar Etti
Aydın, “Testlerin maliyeti var ve günlük yaklaşık 10 milyon ihtiyaç var. Geçen yıl 2 milyon 900 bin kanın maliyetini düşündüğünüzde, yani kanın hastaneye sunulmasının maliyetini düşündüğünüzde ortaya devasa bir rakam çıkıyor. Bunu bir sivil toplum örgütü veya gönüllünün karşılama imkanı yok. Biz bunu hastaneye fatura ediyoruz ve hastaneler de özel hastaneler de dahil olmak üzere, kişinin SGK kaydı üzerinden, tıpkı doktora verilen muayene ücreti gibi düşünün. SGK hastaneye ödeme yapıyor ve hastane de bize ödeme yapıyor. Geçen yıl biz kan hizmetleri olarak totalde 450 milyon TL zarar ettik. Bunu madalyonu çevirerek söyleyelim, Türkiye Cumhuriyeti SGK kurumuna 450 milyon TL katkıda bulunduk demek sanırım yanlış olmaz” şeklinde konuştu.