Belediyeler hizmet mi üretsin, borç mu ödesinler?

Abone Ol

Millet geçim geçim derken; seçilecekler, adaylar da seçim, seçim derken yerel seçim, büyük tartışmaların ışığında yaklaşık 1,5 ay sonra yapılacak ancak belediyeler için asıl sorun ise seçimler bittikten sonra başlamayacak mı?

Belediye borçları aldı başını gidiyor. ‘Borç, yiğidin kamçısıdır’ diye bir laf vardır ya hani. Belediyelerin borç miktarı karşısında ‘lanet olsun böyle yiğitlik, böyle kamçı’ demek lazım herhalde. Elbette ki Belediyelerin borçlu olması bugünkü ortamda çok alışılmadık bir durum değil. Seçilen belediye başkanlarının “görevi devir aldık” yerine “borç devir aldık” edebiyatı yapmaları, genel siyasetin oluşturduğu “enkaz devir aldık” kültürünün de bir sonucu değil midir? Ancak kim ne derse desin gerçekten Belediyelerimizin büyük çoğunluğu borç batağı içindedir. Belediyelerin kimlere borcu var dersiniz! Belediye borçlarını belli başlı sıralayacak olur isek; Hazine’ye, İller Bankası’na, Maliye’ye, SSK’ya, Elektrik, su şirketlerine, esnafa ve üstüne üstlük de personele. 31 Martta seçilen Belediye başkanları yüklü, hatırı sayılır borçlarla belediyeyi devraldıklarında, bir de esnafa, şuraya, buraya borçları düşündüğünüzde trilyonlarca  borç yükünü mü temizleyecekler veya hizmet mi gerçekleştirecekler? Gelin siz, çıkın çıkabilirseniz işin içinden. Halk olarak, seçmenler olarak yerel seçimlerden sonra ahval-i vaziyet-i  bekleyip göreceğiz, değil mi?

Öyleyse seçilecek belediye başkanları ilk iş olarak borçlu bir belediye tasarrufa yönelecektir. Katılırsınız ya da katılmazsınız aynı zamanda bir maliyeci olarak bir çok alanda Belediyeler de tasarruf edilmesi, kaynakların çarçur edilmemesi gerektiğini düşünenlerdenim. En önemli tasarruflardan birisi de hiç şüphesiz belediye gibi halkın hizmetinde olan bir kamu kurumunda mevcut belediye personelinden azami verimliliğin sağlanmasıdır. Bu da kamu kurumlarında liyakatli bir üst kadro ile gerçekleşmez mi? Yani kurumsallaşmanın gerçekleştirildiği kurumlarda personel rantabl çalıştırılabilir. Her neyse, bir çok belediye gerçekten borç yükü ile boğuşuyor ve boğuşmaya devam edecek. Bir de muhalefet partilerinden belediye başkanı seçileceklerin vay hallerine! İster istemez Belediye Başkanları hizmet mi üretsinler borç mu ödesin diye akıllara gelmiyor mu? Elbette ki; bir Belediye Başkanı, bölgesindeki, kentindeki, beldesindeki insanlara hizmet üretecektir. Belediye hizmetleri “para yok” bahanesiyle durdurulabilir ve ertelenebilir mi? Hal böyle olunca, her belediye başkanı borç devir aldığı gibi o da borçlanarak hizmet üretme çabasında olmayacak mıdır? Dolayısıyla seçimlerden sonra da belediye borçları kar topu gibi büyümeye devam edecek ve sıkıntı her dönemde daha da katlayacaktır. Aslına bakılırsa önemli olan belediyelerin borcu olup olmadığı ya da ne kadar borçlu olduğu değildir. Önemli olan BELEDİYELERİN BORÇ ÖDEME KABİLİYETİNİN YÜKSEK OLUP OLMADIĞIDIR. Bunun yöntemi de bellidir. İşte burada Belediye başkanlarının ve yönetimlerinin becerikliliği de ortaya çıkmayacak mıdır?

Belediye yönetimlerinin becerisi ise LİYAKATLİ, ÇALMAYAN, ÇIRPMAYAN KADROLARDAN geçer.

Bu nedenle BELEDİYE BAŞKANLARI NE KADAR BECERİKLİ OLURSA OLSUN kadroları liyakatli, dürüst olmayan;  kamu menfaatini, halkın menfaati yerine kendisi ve yandaşlarının çıkarları yönünde kullanan, ön planda tutan, yağcılık ve gazcılık edebiyatı yapıp ÇALAN, ÇIRPAN KADROLAR olduğu taktirde bir arpa boyu mesafe alınması mümkün olabilir mi? Zaman zaman becerikli Belediye Başkanlarını yeri geldi mi bu köşede ele alacağız. Yanlış yapılanları kamuoyuyla paylaşacağız. Çünkü iyi yapılan hizmetler zaten yapılması gereken hizmetler değil midir? Önemli olan yanlışların ortaya çıkarılarak düzeltilmesinin sağlanması değil midir? Ayrıca şeffaf belediyecilik anlayışı çerçevesinde bütün Belediye Başkanları, belediye borçlarını açıklasa ne olur? İl, ilçe ve beldelerde yaşayan insanların belediyelerin borçlarını bilmeleri seçmenler olarak en doğal hakları da değil midir?

Aklın yolu bir değil midir? Acaba belediyelerle ilgili borçlar dahil tüm gelişmeler belediye binalarının girişine asılsa, herkes içeride neler oluyor bilse ne olur? 31 Mart yerel seçimlerinde iş başına gelen Belediye Başkanlarının işi gerçekten zordur. Öyleyse belediyelerin kurtuluşu, hizmet yapabilmesi için mutlaka kaynak yaratmaları, halkın ekonomik seviyelerini yükseltecek yatırımlara ve projelere öncelik vermeleri de gerekmez mi? Çünkü borç yüküyle boğuşan belediyeler de yeni gelir kaynakları yaratmak en akılcı çözüm yoludur Acaba yanılıyor muyum? Hoşça kalın dostça kalın!