Eğitim Bir Sen Uşak Başkanı Bilal Kara, Uşak ve ilçelerinde 2024 yılında da yetkinin yine kendilerinde olduğunu ifade etti. Eğitim Bir Sen Uşak Şube Başkanı Bilal Kara, yetkinin adresinin değişmediğini kaydetti. Bilal Kara, Uşak’ta Merkezle beraber 5 ilçede faal olduklarını aktardı. Sivaslı hariç tüm ilçelerde aktif olan Eğitim Bir Sen’in Türkiye’de olduğu gibi Uşak’ta da büyüdüğünü söyleyen Bilal Kara, şöyle konuştu:
“Uşak Merkez, Banaz, Eşme, Ulubey, Karahallı ilçelerimizde 2024 yılında da yetkinin adresi değişmedi. Eğitim-Bir-Sen Uşak Şubesi olarak Uşak ili genel yetkili sendika olmanın yanı sıra 5 ilçemizin 4' ünde teşkilatımızın ve üyelerimizin desteği ile yetkili sendika olmaya devam ediyoruz. Gece gündüz demeden sahada ter akıtan, üyelerimizin sorunlarına her daim çözüm arayışında olan çok kıymetli; Banaz İlçe Temsilcimiz Mehmet Öz ve yönetim kurulu üyelerine, Eşme İlçe Temsilcimiz İbrahim Ars ve yönetim kurulu üyelerine, Ulubey İlçe Temsilcimiz Erol Elmas ve yönetim kurulu üyelerine, Karahallı İlçe Temsilcimiz Özcan Taşdemir ve yönetim kurulu üyelerine teşekkür ederim”.
Memur ve emekçinin hakkını savunmak için çalışmaların sürdüğünü belirten Bilal Kara, tüm öğretmenleri Eğitim Bir Sen çatısına davet etti. Memurlara da Memur Sen için çağrı yapan Kara, şöyle dedi: “Gelin emeğin, emekçinin değerini yükseltmek için bize omuz verin. Gelin adil bir dünyayı birlikte kuralım. Alın terinin hakkını almak için birlikte mücadele edelim. Kazanımları artıralım, eksikleri tamamlayalım, emeği maliyet unsuru olarak görenlere inat gelir dağılımında adaleti birlikte sağlayalım. Refahtan payımızı, büyümeden hakkımızı el birliği ile alalım. Biz inanıyoruz ki; Güç birliğiyle, örgütlü gücümüzle bunları başaracağız. Bölgemizde ve dünyada oluşan bu yangın denizinde Türkiye’miz yol almaya çalışıyor. Fakat yüksek enflasyon ve fiyat istikrarsızlığı belimizi bükerken, krizin sosyal maliyeti her geçen gün daha da derinleşiyor; Emekliler, ay sonunu getiremiyor. Genç işsizlik rakamları ortada… Alım gücü hızla düşüyor. Biz, her fırsatta ücret ve vergi politikasına, servet transferine sebep olan neoliberal politikalara ilişkin uyarılarda bulunduk, sosyal maliyete dikkat çektik. Ve dedik ki emekçiye vereceğiniz para ülke ekonomisinde kalır. Ama her krizde fatura emekçilere, sabit gelirlilere çıkarılıyor, vergilerle yük sabit gelirlilere yükleniyor, enflasyonun nedeni ücretlilermiş gibi gösterilmek isteniyor. Oysa üretimin öznesi emektir ilkesi unutuluyor; Kalkınmanın, büyümenin, refahın öznesi öncelikle emektir, emekçidir. Finans merkezli, sermaye odaklı yaklaşımlar; ekonomik istikrarsızlığı ve sosyal maliyeti artırır. Diyoruz ki gelin, birlikte bir çözüm yolu bulalım. Ezberleri bozalım, alışkanlıkları değiştirelim, sosyal adaleti tesis edelim. Çünkü biz hep yapıcı olduk. İdeolojik angajmanlara itibar etmedik. Hakkı ve hakikati savunduk. Bildiğimizi söylemekten hiçbir zaman geri durmadık. 7. Dönem Toplu Sözleşmede de; gelirde, vergide, ücret skalasında adalet sağlansın, dedik. Vergi adaletsizliğine itiraz ettik; bakın biz sermayeden daha fazla vergi veriyoruz, bu çelişki toplumsal yapıyı mahvediyor, dedik. Gelirde adaletsizliğin iyiden iyiye arttığı, tekil düzenlemelerle ücret skalasındaki adaletsizliğin derinleştiği, Dolaylı vergi yüküyle fakirleştiğimiz gerçeği karşısında sesimizi yükselttik, sorunları ortaya koyduk, çözümleri önerdik. Çünkü biz kamu görevlileri olarak bu ülkeyi çok seviyoruz. Geleceğimizi alın teriyle, emekle yoğurmaya devam edeceğiz. Çünkü biz Eğitim Bir Sen ve Memur Sen’iz. Evvel Allah bütün sorunların üstesinden gelecek örgütlü gücümüz, entelektüel kapasitemiz, sendikal yetkinliğimiz var”.