Uraloğlu, Bursa'nın İznik ilçesinde yapımı tamamlanan çevre yolunun açılış töreninde, ekonomik büyümenin birincil şartının güçlü bir ulaşım altyapısı olduğunu, bu noktada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Yol medeniyettir." şiarıyla başlattığı ulaştırma hamleleriyle ülkeye çağ atlattıklarını ifade etti.
Türkiye Yüzyılı Vizyonu'nu rehber edinerek yarının ihtiyaçlarını en doğru şekilde karşılayacak adımları yurdun dört bir köşesinde atmaya devam ettiklerini, yatırımların toplumsal refahın yükseltilmesinde önemli kilometre taşlarından biri olduğu bilinciyle hareket ederek doğu batı, kuzey güney demeden ülkeyi baştan başa yüksek standartlı yol ağlarıyla donattıklarını vurgulayan Uraloğlu, şunları söyledi:
"2002 yılında toplam araç sayımız yaklaşık 8,5 milyon ve bölünmüş yol uzunluğumuz da 6 bin 101 kilometre iken ortalama seyahat hızı sadece saatte 40 kilometreydi. Bugün araç sayımız 30 milyonu aşmış, buna rağmen yaptığımız bölünmüş yollarla ortalama seyahat hızımız yaklaşık 90 kilometreye çıkmış. Bunu bölünmüş yol uzunluğumuzu 29 bin 500 kilometrenin üzerine çıkararak sağladık. Hayata geçirdiğimiz her yeni yol, köprü ve tünel ile üretim, ticaret, kültür ve turizm faaliyetlerini canlandırdık, yeni istihdam alanlarının oluşmasına vesile olduk."
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Bursa'da hızlı tren hattı yapımını inceledi
Bakan Uraloğlu, Bandırma-Bursa-Yenişehir-Osmaneli Hızlı Tren Hattı Projesi kapsamında Bursa Hızlı Tren Şantiyesi'nde incelemelerde bulunduktan sonra yaptığı açıklamada, bu çalışmanın Bilecik'in Osmaneli ilçesinden başlayıp Balıkesir'in Bandırma ilçesine kadar 201 kilometreyi kapsadığını belirtti.
Öncelikle Bursa'nın Yenişehir ilçesi ve il merkezine kadar olan 106 kilometrelik bölümle ilgili idari sorunların ortadan kaldırıldığını dile getiren Uraloğlu, şöyle devam etti:
"Alınması gereken kararlar, her şey alındı. Projenin önünde bundan sonra artık herhangi bir idari problem söz konusu değil. Tamamen şantiyenin yapım çalışmalarını yürütmesiyle ilgili bir süreci devam ettiriyoruz. 106 kilometrelik bir kesim ve burada iyi bir seviyeye geldik. Artık rayların döşenmesi noktasında da yüzde 20'lere, 30'lara yer yer geldik. Tünellerini bitirdik. Genel anlamda önemli bir problemimiz yok. 2025 yılı sonunda burasının yapım çalışmalarını inşallah bitirmiş olacağız. Sonrasında da birkaç aylık test, deneme ve sertifikasyonla beraber inşallah bu 106 kilometrelik bölümü hizmete almış olacağız. Devamındaki kesimde de yapım çalışmalarımızı halen sürdürüyoruz."
Uraloğlu, bu zorlu projenin 7 istasyon, 23 tünel, 12 kaçış ya da emniyet tüneli, 15 aç kapa tüneli, 34 demir yolu köprüsü, 15 viyadük, 92 alt geçit ve 53 üst geçit, ayrıca 208 menfezden oluştuğunu anlattı.
Çalışmaları hızla sürdürdüklerini kaydeden Uraloğlu, şu bilgileri verdi:
"Bu projemiz bittiği zaman biz Ankara'dan Bursa'ya ya da Bursa'dan Ankara'ya 2 saat 15 dakikada seyahat edeceğiz. Aynı şekilde buradan İstanbul'a da 1 saat 15 dakikalık bir süreyle seyahat etmiş olacağız. Tabii biz bu projeyle sadece Bursa'yı Ankara'ya, İstanbul'a değil bir taraftan halihazırda hizmet eden Sivas'a kadar, yapım çalışmaları devam eden Edirne sınır kapısına kadar esasında yine daha geniş düşünelim bizim güneyimizde devam eden Akdeniz'deki Mersin, Adana, Osmaniye, Gaziantep hattı, oradan Ovaköy'e kadar ve Kalkınma Yolu'yla, Basra Körfezi'ndeki Irak'ın Fav Limanı'na kadar esasında bir bağlantıyı bir taraftan da yine Sivas'tan bizim Bakü-Tiflis-Kars hattımıza kadar bağlanacak olan bir projenin önemli bir parçasından bahsediyoruz. Şu anda da yapımı devam eden birçok projemiz var ama ilk etapta da burayı hizmete alacağımızı özellikle söylemek isterim."
Uraloğlu, Bursa kent merkezinde 29 kilometre uzunluğundaki Kuzey Çevre Otoyolu Projesi'yle ilgili hazırlıkların gelecek yılın sonunda bitirilmesini, daha sonra ise yapım aşamasına geçilmesini hedeflediklerini aktardı.
Çalı Yolu ile ilgili gelişmelere değinen Uraloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yol, Karayolları'nın sorumluluk ağında birebir olması gereken bir yol değildi. Biz alternatif yolları yaptık. Onu Karayolları ağından çıkarabiliriz ancak önceki dönem Bursa Büyükşehir yönetimiyle aldığımız karar 'Siz bunun imarını ve kamulaştırmalarını yaparsanız biz de bu yolu komple yaparız' dedik. Bu yaklaşımla da ilk iki etabını bitirdik ve trafiğe açtık. Gerçekten çok da güzel bir hizmet oldu. Şimdi Bursa Büyükşehir Belediyesinin yeni yönetimi burayı eleştiriyor. Buranın geri kaldığından bahsediyor. Mutabakat budur, buyursun mutabakata uysunlar, oradaki imar ve terkleri halletsinler biz de burayı yapalım. Burası Karayolları için ulusal ağda birinci derecede elzem değildir. Burası daha çok Bursa şehir içi trafiğine lazımdır. Onun için biz öncesinde mutabık kaldığımız işbirliği, verdiğimiz söz aynen geçerlidir. Herkes sözünü tutsun, biz de sözümüzü tutacağız."
Uraloğlu, Bursa'da metro araçlarının alımıyla ilgili de gündem oluştuğunu belirtti.
Bu konuda önceki belediye yönetiminin aldığı kararı anımsatan Uraloğlu, şunları kaydetti:
"68 metro aracının alınması söz konusu. Bu konuyla ilgili bizim bakanlığımızın herhangi bir sorumluluğu yoktur. Kimse topu bize atmasın. 2022 yatırım programında Bursa Büyükşehir Belediyesinin yatırım programına alınmış ve önceki yönetim tarafından kredinin bağlanması noktasında son aşamaya geldiğini biliyoruz. Buyursunlar oradan devam etsinler. Bu konuda başkasına herhangi bir top atmaya ya da sorumluluk atmaya gerek yok. Yine bizim sorumluluğumuzda olan 44 metro aracının alınması var. Bu da Emek-Şehir Hastanesi Hattı için düşünülmüştür. Devamında elbette bütün sistemde kullanılacaktır. Bu bizim sorumluluğumuzdadır. Emek-Şehir Hastanesi Metro Hattı ya da hafif raylı sistemi bittiği zaman biz ilk etapta 20'sinin işletmeye alınmasıyla ilgili sürecimizi başlattık. Bittiğinde o 20'sini alacağız. Devamında da Bursa'nın ihtiyacı olduğu müddetçe tamamlayacağız."
Bakan Uraloğlu, Bursa Şehir Hastanesinin kara yolu bağlantısının yapılması konusuna da değindi.
Büyükşehir Belediyesinin önceki yönetiminin yolun Karayolları Genel Müdürlüğünce yapılmasını talep ettiğini, kendilerinin de konuyu incelediklerini anlatan Uraloğlu, "Yaptığımız incelemelerde burası tamamen şehir içidir. Burasının imar düzenlemelerini, imar terklerini ve varsa kamulaştırmalarının Büyükşehir tarafından yapılması kaydıyla, yapımının da bizim tarafımızdan üstlenileceğini söylemiştik. Bu noktada da biz yine sözümüzün arkasındayız. Bunu buyursun, yapsınlar. Biz de oradaki yapım ihalemizi yapalım ve şehrimize bir kara yolu bağlantısını, Şehir Hastanesi bağlantısını da sağlamış olalım." dedi.
Şehir Hastanesi raylı sistem hattının devamındaki depo alanıyla ilgili de çalışma yaptıklarını dile getiren Uraloğlu, şöyle konuştu:
"Arkadaşlarımız, depo alanının şehir için çok daha verimli kullanılabilecek bir arazi üzerinde olduğunu tespit etti. Bunun üzerine yine Bursa Büyükşehir Belediyesi, Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğümüz ve Karayolları ve Bursa Uludağ Üniversitesinin katılımıyla depo alanının oraya bağlanması ve yaklaşık 5,5 kilometrelik Görükle hattı üzerinde de bu depo alanının oluşturulması noktasında karar verildi. Bir protokol yapıldı ve o üçlü protokol çerçevesinde de biz buradaki Görükle'yle ilgili hattın yapılması sorumluluğunu Bakanlık olarak üzerimize aldık ancak buradaki proje çalışmaları halen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı üzerinden yürütülüyor. Projeyi ne zaman bitirirlerse, biz de o projeyi onaylarız. Ondan sonra da bunun yapım yapımını beraberce planlarız. Zaten biz bunu üzerimize aldık. Yani hayal denilen proje, ete kemiğe bürünmeye başlamış, Bursa Büyükşehir Belediyesince yapımına başlanmış ya da bitme aşamasına gelen nasıl hayalse, o hayali Bursalı hemşehrilerimizin takdirine bırakıyorum.
Elbette biz devlet yönetiyoruz. Bazı şeyleri yazılı olarak karşılıklı anlaşma olarak zapturapt altına alırsınız bazılarını da sözlü olarak mutabık kalırsınız. Biz her ikisinde de hem yazılı olan anlaşmaları hem sözlü olanları ne söylemişsek hepsinin arkasındayız. Hiç kimse bu anlamda bir algı oluşturmasın. Biz şunu bekleriz, çok net söyleyeyim; yeni seçilmiş olan bir yöneticinin öncelikle birilerinin ne yaptığına ya da neyi eksik yaptığına değil, ilk zamanlarda ilk 100 günde, ilk aylarda ilk yılda neler yaptıklarını kamuoyuna anlatırlarsa zannediyorum daha doğru olur."