Konuya ilişkin Prof. Dr. Ünal Akkemik, Dr. Öğretim Üyesi İsmail Ege, Araştırma Görevlisi Yıldız Güney ile beraber bilimsel bir makale hazırladıklarını hatırlatan Polat; “Murat Dağındaki ağaç fosilleri 1250 metre ile 1480 metre arasında yer alıyor. Bunlar çok nadir olan oluşumlar. Türkiye’de sadece Bolu ve Çankırı civarında böyle ağaçlar var. Biz bunları pertifiye olarak nitelendiriyoruz özellikle doğa tarihi açısından önemli olan unsurlardan bir tanesi. Bu fosil ağaçlardan hareket ederek geçmişin iklimi toprak özellikleri hakkında hatta deniz miydi? Kara mıydı? Böyle özellikleri tespit etme açısından önemli olan unsurlar. Ege bölgesinde şu ana kadar sadece Manisa’nınn Osmancalı köyünde tespit edilmişti. Manisa Şehir ve Çevrecilik İl Müdürlüğü tarafından bu saha koruma altına alındı şu an da eko turizm deniler turizm faaliyetlerinde kullanılıyor. Murat dağındaki bu ağaç fosilleri ise Ege Bölgesinde ilk defa tespit edildi. Biz bu ağaçlardan 26 tane numune aldık bu numuneleri İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinde şu anda Cerrahpaşa Üniversitesi diye geçiyor orada analizini yaptırdık.” şeklinde konuştu.
“COĞRAFYA EĞİTİMİ, BİYOLOJİ EĞİTİMİ AMACIYLA BURADAKİ AĞAÇ FOSİLLERİ BULUNMAZ NİMET”
Yapılan analizlere göre buradaki ağaç türlerinin hepsinin Sekoya ağacına ait olduğunu ve Bu ağaçlardan şu anda Türkiye’de olmadığını vurgulayan Polat ; “ Bunlar dünyada 2 yerde yetişiyor. Birisi Amerika Birleşik Devletlerinde yani Kuzey Amerika’da bir tanesi de Çin’de. Bunlar devasa ağaçlar. Bulunan fosil ağaçlar bizim için çok kıymetli. Geçmişin jeomorfolojik özelliklerini gösteriyor. Bu ağaçların varlığı Murat Dağı’ndaki iklimin geçmişte ılıman bir iklim olduğunu ve akarsu kenarı olduğunu gösteriyor. Bulunan ağaçların büyük bir kısmı taşınmış parçalar halinde, büyük bloklara çok fazla rastlamıyoruz en fazla 1.80 cm büyüklükte olanı gördük bir de çapları 80 cm kadar olanları var. Tabi ağaçlar hangi jeolojik zamanda teşekkül etmiş derseniz yani Paliogen dediğimiz dönemde 50-60 milyon yıl önceye ait bir ağaç türü olarak nitelendiriyoruz. Şu an kadar yapılan araştırmalara göre Türkiye’de bu kadar yaşlı ağaçlara rastlanmadı. Ege bölgesinde zaten ilk. Mevcut literatür taramalarına göre Türkiye’deki en yaşlı ağaç fosilleri arasında diyebiliriz. Bunlar Eosen Oligosen jeolojik zamana ait olarak nitelendirdiğimiz dönemlere ait fosiller ve burada ağaçların parçalı olarak bulunması sel suları tarafından getirildiğini gösteriyor. Bu ağaç fosillerinin bulunmuş olduğu yerlerde madencilik faaliyeti yapılacağını öğrendik bu ağaç fosillerinin korunması gerekiyor. Hatta özetle coğrafya eğitimi, biyoloji eğitimi amacıyla buradaki ağaç fosilleri bulunmaz nimet .” dedi.
“TALAN EDİLMESİ EN BÜYÜK KORKULARIMIZDAN BİRİSİ”
Fosil ağaçlarının korunması için bulunduğu bölgenin tamamen sit alanı olarak ilan edilmesi gerektiğinin altını çizen Polat; “Orada yol güzergahlarını yaparak gezi parkları oluşturarak oraların ziyaretçilerin hizmetine sunmak lazım. Talan edilmesi en büyük korkularımızdan birisi. Özellikle fosil avcısı insanlar tarafından bunlar alınıp götürülüyor onun için mülki idari amirlerine Kaymakamlara, Valiliklere, Şehir ve Çevre Müdürlüklerine çok önemli görevler düşüyor. Ben bu ağaç fosillerini şehir ve çevre müdürlüğüne zaten bildirdim onlar da zaten Ankara ile gerekli temasa geçtiler diye biliyorum ama hangi aşamada bilmiyorum.” Şeklinde konuştu.
“DETAYLI BİR ARAŞTIRMA YAPILDIĞINDA ORMANA AİT DAHA BÜYÜK AĞAÇ FOSİLLERİ BULUNABİLİR”
Polat, Murat Dağı’ndaki Petrifiyelerin (Fosil Ağaç) nasıl meydana geldiği noktasında da şu bilgileri paylaştı; “ Petrifiyelerin volkanik faaliyetler yada oksijensiz bir ortamda ağacın üzerinin kapatılmasıyla meydana geldiğini anlatan Doç.Dr. Polat ; “Bu civardaki petrifiyelerin oluşmasının volkanizmayla bir alakası yok. Ani bir sellenme sonucunda üzerlerinin kapatılması sonucunda meydana gelmiş. Zaten fosillerini bulunmuş olduğu yerde volkanik kayaçlar yok, üzerleri kırmızı silisli depoyla örtülmüş onun sayesinde de korunmuş, parçalı olması da başka yerden taşındığını gösteriyor. Zaten ağaç fosillerine damarlar belirgin, budaklar dahi belli. Burada detaylı bir araştırma yapıldığında ormana ait daha büyük ağaç fosillerinin olduğunu düşünüyoruz.”
“MURAT DAĞI KİRLETİLİRSE DÖRT AKARSU HAVZASI KİRLETİLMİŞ OLUR”
Murat dağının önemli bir yer olduğunu ifade eden Polat; “ Murat Dağı 4 tane akarsu havzasının ayrıldığı yer, bir tanesi Akarçay, Afyonkarahisar istikametine, Akşehir Gölüne, bir tanesi Porsuk Çayı vasıtasıyla Sakarya, bir tanesi Murat Çayı vasıtasıyla Gediz bir diğeri de Banaz Çayı vasıtasıyla Büyük Menderes. Dört tane akarsu havzasının su dağıtım merkezi, burası kirletildiği zaman bütün akarsu havzaları kirletilmiş olur.
HABER / BAYRAM ALİ KELEŞ