Elde edilen öncü yumurta hücresi görüntü olarak gerçek bir yumurta hücresiyle aynı özellikleri taşıyor. Üreme hücresi genetik markırları kullanılarak (VASA, stella oct4, gdf9, vb) kesin üreme hücresi olduğu kanıtlanırsa klinik ortamda tüp bebek uygulamasına geçilebilecek ve kısırlık tarihe karışacak.
Yaklaşık 2 yıl önce, yapay yumurta projesi hipotezinin yapılabilir aşamaya geldiğini İhlas Haber Ajansı kanalıyla bütün Türkiye’ye duyurduklarının altını çizen Prof. Çelik, “Bugün itibariyle ilkel yumurta benzeri hücreyi (primitive oocyte like cell) elde ettiğimizi sizinle tekrar paylaşmanın gururunu yaşıyorum” dedi.
Erken yumurtalık yaşlanmasının toplumumuzda giderek artan bir hastalık olduğunu vurgulayan Prof. Çelik, bu hasta grubuna yönelik çalışmalarını yaklaşık 10 yıldır yoğun bir şekilde yürüttüklerini söyledi. Deneysel olarak menopoza sokulmuş tavşanlarda ve farelerde hem kendilerinin hem de diğer bilim insanları tarafından kök hücre veya barsak submukoza nakli kullanarak yeni yumurta hücreleri oluşturulduğunu ancak insan uyarlamasının bugüne kadar yapılamadığını hatırlatan Prof. Çelik, “Şimdi 10 yıllık çalışmamızın sonucunda verilerimizi tekrar gözden geçirme fırsatı bulduk. Elde ettiğimiz yeni veriler ve resimler sayesinde kültür ortamında ürettiğimiz hücrelerin gerçek yumurta hücresiyle birebir oranda benzeştiğini saptadık. Ancak elde ettiğimiz hücrenin yumurta hücresi olduğuna inanmakla birlikte bunun genetik olarak yumurta hücresi olduğunun ispatlanması gerekmektedir. Çalışmayı bu aşamaya getirdiğimizi gururla paylaşmak istiyorum. İnşallah üreme hücresi oluğunun genetik ispatından sonra laboratuvar ortamında bu hücrelere tüp bebek yapılabilir hale getireceğiz” ifadelerini kullandı.
Hücreleri genellikle göbek yağ dokusundaki kök hücre kaynaklarından ya da en çok tercih edilen yer olan erken menopoza girmiş hastaların yumurtalık dokusunun yüzey hücrelerinden (OSE) sürüntü şeklinde aldıklarını söyleyen Prof. Çelik, bu konuyla ilgili olarak deneysel ve klinik içerikli yayınlanmış çalışmalarının olduğunu ve son verileri de en kısa sürede uluslararası literatürde paylaşacaklarını belirtti. Çalışmanın modern tıp açısından büyük bir adım olduğunu hatırlatan Prof. Çelik, “Eğer elde ettiğimiz yumurta benzeri hücrelerin üreme hücresi olduğunu kesin olarak kanıtlarsak tıp alanında büyük bir çığır açacağımıza inanıyorum“ şeklinde konuştu.
Bu hücreler sayesinde erken yaşta menopoza girmiş hastaların tedavisinin mümkün olabileceğini ve bu hastaların kendi genetik yapılarına ait bebeklerini doğurabileceğini düşündüklerini söyleyen Prof. Çelik, “Umarım bizim başlattığımız bu çalışmalara gerek ülkemizden gerekse başka ülkelerden bilimsel ve finansal destek gelirse çalışmanın bir an önce klinik aşamaya gelmesine katkıları olur. Biz bu çalışmayla bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Yumurtası veya spermi olmayan erken yumurtalık yaşlanmasından muzdarip kadın ve erkek (Azospermi) hastaların varlığına dikkat çekmek istiyorum. Bunlar belki toplumda çok fazla bilinen konuşulan hastalık grupları değil ama bu tip hastalıklara kendi aile bireylerimizde rastladığımız zaman ne kadar ciddi bir problem olduğunu anlıyoruz. Biz de bu hasta grubuna yardım etmenin ve tedavilerine bir nebze olsun çözüm bulmanın verdiği şevkle gece gündüz çalışmaya devam ediyoruz. İnşallah elde ettiğimiz hücrelerin genetik olarak yumurta hücresi olduğunu ispatladığımız andan itibaren kısa sürede klinik uygulamaya gireceğine inanıyorum” dedi.