Konuyla ilgili sendikasının yaptığı açıklamayı paylaşan Ertunç, şöyle konuştu: “Hükümet, IMF önerileriyle oluşturduğu ekonomik programıyla emekçilerin ücretlerini yaşanılamaz düzeyde tutmakta, diğer yandan “Tasarruf Paketi” adı altında, geniş toplumsal kesimleri eğitimden sağlığa kamu hizmetlerinden mahrum bırakmaktadır. Gençlere, kadınlara, emekçilere sabır ve sebat etmelerini öğütlerken, halkın sofrasından çalınanlar patronların cebine girmektedir. Sermayeye ucuz iş gücü yetiştirme anlayışıyla çocuk işçiliği meşrulaştıran ve çocukları okullarından alıp patronların insafına teslim eden mesleki eğitim merkezleri üzerinden yapılan yolsuzluklar Sayıştay raporlarında belgelenmiş, fakat bu sömürü çarkının yalnızca MESEM’lerle sınırlı olmadığı yakın dönemde ortaya çıkmıştır. Ustalık Telafi Programı (UTP) adı altında işsizlik fonu üzerinden çalışanlar için ödenen ücretlerin, patronların kasasında kaldığı anlaşılmıştır. Eğitimde eşitsizlik, öğrenciler için beslenme sorunları ve okullarda temizlik krizi devam ederken, aracı-danışman kurumlar üzerinden yeni bir yolsuzluk ve rüşvet ağı daha yaratılmış, emekçilerin cebinden çıkan para sermayeye aktarılmıştır.”
“23.04.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6645 sayılı Kanun ile Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) Kanun’unda yapılan değişiklikle, “Tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde […] mesleki yeterlilik belgesine sahip olmayan kişiler çalıştırılamaz” ibaresi eklenmiştir. Buna göre, 22 Nisan 2022 tarihinde 24 alan ve 97 dalda lise, MYO (meslek yüksekokulu) ve lisans mezunlarına yönelik olarak Ustalık Telafi Programı başlatılmıştır” diyen Ertunç, şöyle devam etti:
“Çalıştığı iş kolunda mesleki belgesi bulunmayan çalışanların bireysel ya da kurumsal olarak MESEM’lere başvurması ve 27 haftalık bir eğitim sonunda bu belgeyi alabilmesi için olanak tanınmıştır. İstihdamı teşvik etmek amacıyla başlatılan bu projenin kısa zaman içerisinde bir servet transferine dönüştüğü ortaya çıkmıştır. İşverenlerin mevcut personelini mesleki belgesi yokmuş gibi göstererek mesleki çaprazlama yoluyla (muhasebe çalışanını kaynakçı, boyacı personeli makineci olarak göstermek vb. yollarla), bu programa kaydettirdiği anlaşılmış, oysa çalışanların programa dâhil edildiklerinden haberleri bile olmamış, bazı çalışanlar ise tehdit edilerek sisteme kayıt ettirilmiştir. Sanki yeni bir istihdam sağlanmış gibi her çalışan için 6 ay boyunca asgari ücretin yarısı alınmış, devletten alınan bu para çalışanlara ödenmeyerek işverenlerin kasasına aktarılmıştır.  Okullarda temizlik krizine dönüşen personel yetersizliği, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bütçemiz yok denilerek ötelenmekte, eğitimden tasarruf etme anlayışıyla her geçen gün toplumsal eşitsizlikler derinleşmektedir. Ekonomik kriz, toplumsal bunalım yaşam koşullarını katlanılmaz kılarken, rant ve sömürü ahlaksızca devam etmektedir. İktidarın tüm mekanizmalarına işlemiş olan yolsuzluk, beraberinde bir çürüme getirmektedir”.

Muhabir: RAMAZAN GÜNER