Genel

Denizli'deki orman yangını karakulak ve vaşak türleri üzerindeki baskıyı artıracak

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Biyolojik Çeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezi Dr. Öğr. Üyesi Yasin İlemin, Denizli'deki Başkarcı Dağı'ndaki orman yangınının, kendisini yenilemesi daha uzun süre alan karaçam habitatını etkilediğini, bu nedenle varlığı tehdit altındaki karakulak ve vaşak türleri üzerindeki baskının artacağını belirtti.

Abone Ol

Başkarcı Dağı'nda 24 Ekim'de başlayan ve bin metrenin üzerinde rakıma sahip sarp ve kayalık arazide etkili olan yangının kontrol altına alınabilmesi için havadan ve karadan müdahale sürüyor.

Yangının etkili olduğu bölgenin önemiyle ilgili AA muhabirine açıklama yapan Dr. Öğr. Üyesi Yasin İlemin, dağın üst kısımlarında karaçam ağaçlarının yoğunlukta olduğunu belirtti.

Karaçam ormanlarında çıkan yangınların normal şartlarda örtü yangını şeklinde etkili olduğunu, kalın kabuğu ile örtü yangınını atlatan bu ağaçların biyolojik çeşitlilik ve yaban hayatına ev sahipliği yapmaya devam ettiğini dile getiren İlemin ancak değişen iklim koşullarıyla tepe yangınlarının etkisini artırdığını ifade etti.

Başkarcı Dağı'nda da şiddetli bir tepe yangınının sürdüğüne işaret eden İlemin, "Karaçam ormanları yangınlardan çok daha olumsuz etkileniyor, ekosistemin kendisini yenilemesi çok daha yavaş oluyor. Korkarım ki ilerleyen yıllarda Ege'nin yüksek rakımlarındaki karaçam ormanları da artık ciddi bir tehdit altında kalacak." dedi.

Karaçam habitatına yönelik araştırmalar yürüttüklerini, bu yangının özellikle bölgedeki yaban hayatına olan etkileri konusunda kaygılı olduklarını vurgulayan İlemin, şunları kaydetti:

"Kızılçam ormanlarında yangın sonrası yenilenme ve yaban hayatının toparlanması 5. yıldan sonra olurken karaçam ormanlarında örtünün tekrar yerine gelmesi daha uzun sürüyor. Buna bağlı olarak yaban hayatının ihtiyaç duyduğu ekosistem şartları onlarca yıl eksik kalabiliyor. Bu durumda Başkarcı Dağı örneğinde olduğu gibi hem karakulak hem de vaşak türleri için uygun olan karaçam habitatları ortadan kalkmış oluyor. Sonuç olarak bu alanların yokluğunda zaten tehdit altındaki bu iki yabani kedi türümüz üzerindeki baskı daha da artıyor."

AA