Bölgedeki eğitim sorunlarına dair sendikasının yaptığı araştırmayı paylaşan Deniz Ertunç, “Depremden 20 ay sonra bile kalıcı konutların inşa edilememesi, büyük bir sosyal sorun yaratmıştır. Bu süreçte, deprem bölgesinde barınma sorunları giderek derinleşmiştir. Kalıcı konutların hala tamamlanmamış olması nedeniyle konteynır kentlerde yaşam devam etmektedir. Konteynır kentlerdeki altyapı sorunları, deprem sonrası yaşamın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için önemli bir engel teşkil etmektedir. Elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinde yaşanan yetersizlikler, konteynır kentlerde yaşayan insanların yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürmektedir” dedi.
“Öte yandan, hijyen sorunları konteynır kentlerdeki başlıca problemler arasında yer almaktadır. Temiz suya erişim, atık yönetimi ve hijyen koşullarının sağlanamaması, halk sağlığını tehlikeye atmakta ve salgın hastalıkların ortaya çıkma riskini artırmaktadır. Kentler, yıkımın etkisi ve yarattığı sonuçlar ile sürekli bir toz tabakası ve asbest riski altındadır” diyen Ertunç, şöyle devam etti:
“Okullarda yardımcı personel görevlendirmelerinin İUP kapsamında gerçekleştirilecek olması zaten hijyen sıkıntısı yaşayan bölgedeki okulları adeta bir salgın hastalık yuvası haline gelmekle karşıya bırakmaktadır. Okulların yeniden açılması ile eğitim emekçileri işlerine geri dönerken, kendileri ve aileleri için uygun barınma koşullarına erişim hala en acil ihtiyaç olarak belirtilmiştir. Psikososyal desteğe erişim, travma ve yas yaşayan hem öğrenciler hem de öğretmenler için orta ve uzun vadede önemli bir ihtiyaçtır. Deprem sonrası öğrenciler, ağır travmalar yaşamış ve bu travmaların eğitime olan etkisi büyük olmuştur. Öğrencilerin psikososyal destekten yoksun kalmaları, öğrenme süreçlerine katılmalarını zorlaştırmakta, okul terklerini arttırmaktadır. Psikososyal destek yetersizliği, öğrenci başarısında ciddi düşüşlere yol açmaktadır. Depremden etkilenen bölgelerde görev yapan eğitim emekçileri de büyük travmalar ve zorluklar yaşamaktadır. Aile bireyleri ve yakınlarının kayıpları, konut kayıpları, psikolojik travmalar ve iş yükünün artması, eğitim emekçilerinin motivasyonunu olumsuz etkilemektedir. Ayrıca, eğitim emekçilerinin deprem sonrası süreçte yeterli psikososyal destek alamadıkları görülmektedir.”
Ertunç, şöyle konuştu: “Deprem bölgesinde eğitim ve barınma sorunlarının acilen çözülmesi gerekmektedir. Özellikle kalıcı konut inşaatlarının hızlandırılması ve okulların tamamlanarak öğrencilerin güvenli eğitim alabileceği binalara kavuşması önemlidir. Okullardaki altyapı sorunlarının çözülmesi ve hijyen koşullarının iyileştirilmesi, eğitim emekçilerinin ve öğrencilerin sağlığını korumak adına öncelik olmalıdır. Deprem bölgelerinde öğrencilere yönelik psikososyal destek programları yaygınlaştırılmalı ve uzman psikologlar okullarda sürekli hizmet vermelidir. Psikolojik danışman ve Rehberlik öğretmenlerinin sayısı artırılmalı, sınıf içi destekleyici programlar hayata geçirilmelidir. Eğitime eşit erişim sağlanması için bölgesel farklılıklar gözetilerek özel projeler geliştirilmelidir. İhtiyaç sahibi öğrencilere tablet, bilgisayar ve internet erişimi gibi kaynaklar sağlanmalıdır. Tüm okullarda en az bir öğün sıcak yemek ve içilebilir temiz su verilmelidir.  Deprem bölgelerinde görev yapan eğitim emekçilerine yönelik maddi ve manevi destek artırılmalıdır. Psikososyal destek programları, öğretmenler için de uygulanmalı, çalışma koşulları iyileştirilmelidir”. 

Muhabir: HALİL ASLAN