Sağlık

Depresyonun Yükselişi ile Antidepresan Kullanımı Artıyor

Pandemi ile birlikte depresyon ve anksiyete bozukluğunun dünya genelinde 3-4 kat arttığını bunun da antidepresan kullanımını arttırdığını belirten Psikiyatrist Uzm. Dr. Jale Mursalova, “Umutsuzluk, belirsizlik, doğal afet olayları, savaşlar, ekonomik sorunlar ve birçok farklı neden günümüzde insanları depresyona, dolayısıyla da antidepresan kullanımına itiyor” dedi.

Abone Ol


Yapılan araştırmalar antidepresan kullanımının pandemiyle birlikte dünya genelinde 3 – 4 kat arttığını gösteriyor. Bunun yanı sıra antidepresanların doktor kontrolü olmadan reçetesiz alınarak kullanılmasının yanlış sonuçlara yol açtığını belirten Moodist Hastanesi’nden Psikiyatrist Uzm. Dr. Jale Mursalova, antidepresanlara yönelik tüm merak edilenleri yanıtladı.

Antidepresan hangi durumlarda kullanılır?

Antidepresanlar beyinde nörotransmitter adı verilen ve sinir hücreleri arasında haberleşmeyi sağlayan maddelerin dengesini kurarak beynin sağlıklı bir şekilde çalışmasını hedeflediğini belirten Psikiyatrist Uzm. Dr. Jale Mursalova depresyon tedavisinin yanı sıra, anksiyete bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk, uyku bozuklukları, yeme bozuklukları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, fobiler, ağrı bozuklukları, travma sonrası stres bozuklukları, kişilik bozuklukları gibi pek çok ruhsal ve bedensel belirtiyle giden rahatsızlığın tedavisinde antidepresanların kullanıldığını söyledi.

“Antidepresan kullanımına bağlı hissizleşme ve donukluk olabilir”

Antidepresan kullanımında olumlu veya olumsuz duygulara karşı hissizleşme ve donukluk gibi durumların görüldüğünü belirten Mursalova, “Yapılan çalışmalar bu etkinin doğrudan antidepresana bağlı olmadığını ve devam eden depresif yakınmanın bir parçası olduğunu raporluyor.  Ancak her zaman ortaya çıkmayan bu durumun ilacın yan etkisi olarak değerlendirilmesi ve gerekirse ilaç değişikliğine gidilmesi tedavide kazanç sağlar. Depresyon tedavisinde etkinliği kanıtlanmış olan antidepresanlara yönelik önyargı tedavi sürecini aksatır. Kısacası, antidepresandan beklediğimiz etki bu değil ve bu etki ortaya çıktığında bu durumu profesyonel bir şekilde ele almak gerekir” ifadelerini kullandı.

“İntihar düşüncesi yaşla beraber azalıyor”

Yapılan araştırmalar antidepresanın yol açtığı intihar düşüncelerinin ve davranışlarının yaşla beraber azaldığını gösterdiğini bildirerek, 25 yaş altındaki kişilerde, özellikle ilk 1 ayda intihara bağlı ölümlerde mutlak risk çok düşük olsa da görece olarak risk artışının bulunduğunu belirten Mursalova, “25-65 yaş aralığında böyle bir risk olmamakla beraber, hatta intihar düşünce ve davranışları açısından antidepresanların koruyucu olduğu çalışmalarla desteklenmektedir. İntihar düşüncelerini gidermenin en güvenli yolunun antidepresanlar olduğu da unutulmamalıdır” dedi. Uzm. Dr. Mursalova antidepresan kullanımı sırasında alkol ve uyuşturucu madde kullanımının ise uyuşukluk, baş dönmesi gibi belirtilere sebep olabileceğini ve depresyon belirtilerini de olumsuz derecede etkileyebileceğini ekledi.

Antidepresan kullanımında dikkat edilmesi gerekenler neler?

Antidepresanı yalnızca hekim yazdığında kullanmak, ilaca başlarken de bırakırken de mutlaka bir psikiyatriste danışmak gerekir.
Antidepresanın etkisi ortalama 2-4 hafta sonra ortaya çıkar. İlk başta, yaklaşık bir hafta süren, geçici yan etkiler ortaya çıkabilir.
İlaca başlandıktan sonra mutlaka belli aralıklarla psikiyatrist kontrolüne gitmek gerekir. İlaç dozunun ayarlanması ve uygun ilacın belirlenmesi birkaç ay sürebilir.
Başlanma sebebine ve kişiye göre antidepresan tedavisinin süresi farklıdır. Bu kararı psikiyatrist verir. Örneğin, ilk epizod depresyon tedavisi, iyilik hali sağlandıktan sonra en az 6 ay sürdürülmelidir. İlaçların erken kesilmesi depresyonun yenilemesine sebep olabilir. 
Bazı durumlarda, sadece antidepresan kullanımı ile hastalığınız tamamen gerilemez, kalıcı çözüm için psikoterapi almanız gerekebilir. Bu kararı da psikiyatri doktorunuz size uygun psikoterapi türünü belirleyerek verir. 
Antidepresanlar, uzun süre kullanıldığında organlara zarar vermez, hedefimiz hastayı uyuşturmak veya uyutmak değildir. Yan etkilere göre ilaç değişimi ve ayarlanması yapılabilir.