Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, Ege Bölgesi'nde 1 Ekim 2023-30 Eylül 2024 dönemini kapsayan 2024 su yılı yağışları, geçen yıl yağışlarının altında gerçekleşti.

Bu dönemde uzun yıllar yağış ortalaması metrekareye 604,7 kilogram olan, geçen yılın aynı döneminde 578,4 kilogram yağış alan bölgede bu yıl metrekareye 504,3 kilogram yağış düştü.

Yağışların düzensiz ve lokal gerçekleştiği İzmir'de kuzey bölgesi yeterli su alırken, güneydeki Küçük Menderes Havzası'nda ise kurak bir dönem yaşandı. Düzensiz ve lokal yağışlar kentteki bazı barajların doluluğunu olumlu etkilese de Küçük Menderes Havzasındaki Tahtalı Barajı'na yaramadı.

- Son 16 yılın en düşüğü

İzmir'in su ihtiyacının yarıya yakınının karşılandığı Tahtalı'daki su seviyesi, geçen senenin ekim ayına göre yüzde 30'dan yüzde 16'ya indi. Barajdaki su seviyesi, ekim ayı seviyesi bakımından son 16 yılın en düşük rakamı olarak kayıtlara geçti.

Yapımı 1997 yılında tamamlanan ve 25 yıldır su seviyesi kayıtları tutulan barajda en düşük ekim ayı doluluk oranı yüzde 5,5 dolulukla 2008 yılında gerçekleşmişti.

Yıllık ortalama 90 milyon metreküp su çekilen barajdaki kuraklığın etkisiyle havzanın bir bölümü adeta ovaya dönüştü. Su seviyesinin düşmesi nedeniyle havzada adacıkların oluştuğu, zeminin çatladığı görüldü.

- 12 barajdan 7'sinde seviye düştü

İzmir'deki içme ve sulama amaçlı 12 barajdan 7'sinin su seviyesi, kuraklık nedeniyle geçen yılın gerisinde kaldı.

Barajlardan Balçova'da doluluk yüzde 15'ten yüzde 20'ye, Kestel'de yüzde 6'dan yüzde 28'e, Çaltıkkoru'da yüzde 36'dan yüzde 53'e, Yortanlı'da yüzde 11'den yüzde 43'e, Güzelhisar'da yüzde 60'tan yüzde 67'ye yükseldi.

Diğer barajlardan Aktaş'ta doluluk yüzde 10'dan yüzde 8'e, Ürkmez'de yüzde 17'den yüzde 14'e, Seferihisar'da yüzde 27'den yüzde 18'e, Alaçatı'da yüzde 30'dan yüzde 9'a, Kavakdere'de yüzde 28'den yüzde 26'ya, Zeytinova'da yüzde 4'ten yüzde 3'e düştü.

- İklim değişikliğinin etkisi

İzmir Bakırçay Üniversitesi Coğrafya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Şermin Tağıl, AA muhabirine, bu yıl Batı Anadolu'da kar birikimi ve dağlardan gelen akışın ortalamanın çok altında kaldığını ve bu nedenle barajların yeterince beslenemediğini söyledi.

Kar kuraklığının iklim değişikliğinin bir sonucu olarak ülkeyi etkileyen ve görünmeyen bir kuraklık türü olduğunu aktaran Tağıl, "İzmir neredeyse 2 yıldır istediği yağmuru alamadı maalesef. Bu durum, bölgelerdeki akarsu debilerinde ve barajlardaki su seviyelerinde ciddi düşüşlere neden oldu." dedi.

Tağıl, Avrupa Birliğinin (AB) finanse ettiği Copernicus İklim Değişikliği Servisi verilerine göre, kasım ayına kadar farklı yoğunluklarda su sıkıntılarının devam etmesini beklediklerini dile getirerek, şöyle konuştu:

"Özellikle Batı Anadolu'da su sıkıntısının devam etmesi muhtemel. Mayıs 2025'e kadar yapılan tahminler, Türkiye'de en yoğun su eksikliklerinin Batı Anadolu ve Trakya bölgelerinde yaşanacağına işaret etmekte. Eğer aynı hava koşulları devam ederse, yeterince yağmur yağmazsa ve kar olmazsa, gelecek yıl dramatik bir durumdan bahsediyor olacağız. Türkiye genelindeki artan kuraklıklar, sıcak hava dalgaları ve aşırı hava koşulları, su kaynakları, tarım ve insan güvenliği üzerinde ciddi etkilere yol açmaktadır. İklim değişikliği bu olumsuz etkileri daha da şiddetlendiriyor. Su kaynaklarının verimli kullanımı ve bilinçli tüketim, kuraklıkla mücadelede hayati önem taşımaktadır. Her damla su, geleceğimiz için kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, suyu korumak ve bilinçli tüketim alışkanlıkları geliştirmek hepimizin sorumluluğudur."

AA

Editör: Zülal Ünal