Gündem

Kanadalı CEO: Türkler taş taşımada çok iyiler!

Uşak’ta da endişeye neden olan Sivas’taki altın madeni olayı hakkında uzman görüşlerini aldık. Yaşanan facia akıllara, Kanadalı bir şirket CEO’sunun, “Türkler taş taşımada çok iyiler” sözünü getirdi.

Abone Ol

Sivas’ta meydana gelen altın madeni faciası sonrasında, dün, Ege’de Yenigün Gazetesi’nden Bayram Ali Keleş, benzer facianın Uşak’ta olup olmayacağını sordu. Uzmanlar, burada görüşlerini belirttiler ve önlemlerin tam anlamıyla alınması gerektiğini aktardılar. Yaşanan gelişmeler, yıllardır yapılan uyarıların haklı ve yerinde olduğunu gösterdi. Halen Uşak’ta faal bir altın madeni var ve bunun dışında Murat Dağı’na da altın madeni kurulmak isteniyor. Daha önce defalarca dile getirdiğimiz bir konu da şuydu: Altın madenleri yöntemleri itibariyle doğaya zarar veriyor, fakat bizim vatandaşımız bu alanlarda çalışmak için torpille araya adam sokuyor. Hatta 2019’da Uşak’taki bir ilçe belediye başkan adayı, vatandaşa madende iş vaadiyle seçimi kazanmıştı.
MADENLERİN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU KANADALI ŞİRKETLERİN
Türkiye’deki altın madenlerinin büyük çoğunluğu Kanadalı altın madeni şirketlerine ait. Türkiye’de ise bu firmaların uzantıları bulunuyor. Kanadalı şirketlerin Türkiye’deki çalışma sistemine bakış açısını, Kaz Dağları’nda altın madenciliği yapan Alamos Gold’un CEO'su John McCluske’nin sözleri net bir şekilde ortaya koyuyor. Aynı programda sunucunun dövizdeki artışla ilgili sorusundaki şu ifade de dikkat çekiyor: “Türkiye’nin talihsizliğini kutlamak istemezsiniz sanırım ancak döviz krizi ile üretim maliyetleri düşmüştür”.
Alamos Gold’un CEO'su John McCluske’nin 2019’da, BNN Bloomberg kanalına yaptığı açıklamalar şöyle:
McCluske: Son 9 senede Türkiye’de yaklaşık 100 milyon dolar yatırım yaptık. Kazılarda çok başarılıydık. Mütevazi bir yatırım ile başladığımız ilk kazılardan sonra yaklaşık 3 milyon onsluk (4,27 milyar dolar) altın bulduk.  Katma değer de burada. Yaklaşımımız oldukça güvenilir; Çok mütevazi bir sermaye yatırımı ile ilk madenimiz yolda. Bu maden için inşaat iznimizi yeni aldık. Son izni birkaç hafta önce aldık. Maden işindeyseniz çok uzun vadeli bir perspektife sahip olmanız gerekiyor. Biz 2009’dan beri ordayız. İlk projemize 2010’da başladık. İlk üretimimizi 2020’ye kadar göremeyeceğiz. O andan itibaren de 15 yıllık bir üretim izni bizi bekliyor.
TÜRKİYE’DEKİ DÖVİZ KURU TALİHSİZLİĞİNİ KUTLAMAK İSTEMEZSİNİZ ANCAK…
Spiker: Türkiye’nin talihsizliğini kutlamak istemezsiniz sanırım ancak döviz krizi ile üretim maliyetleri düşmüştür diye tahmin ediyorum. 
McCluske: Biz Kirazlı’da fizibilete çalışması yaptığımızda 1 dolar 2,9 liraydı. Şimdi 7 liranın biraz altında. Bunun bizim sermaye harcamalarımızda ciddi bir etkisi olacak. Çünkü inşaat maliyetlerimizin yüzde 65’i Türk Lirası’yla. Bu durumun bize bir ölçüde faydası var. Diğer taraftan ise çok yüksek bir enflasyon oranı söz konusu. Dolayısıyla enflasyon bu kazancın bir kısmını geri alacak. Haliyle istikrarı volatiliteye tercih ederiz.
“Türklerin yaptığı en iyi işlerden biri hafriyat ve taşları bir yerden bir yere taşımak”
Spiker: Maaş ödemelerinin ne kadarı dolar ile ne kadarı lira ile yapılacak? 
McCluske: Hepsi Türk Lirası ile. Hiçbir yabancı çalışanı istihdam etmiyoruz. Aslında madenin kendisi sözleşmeli maden olacak. Türkler’in çok iyi yaptığı bir şey hatta dünyada en iyilerden biriler. Hafriyat ve taşları bir yerden bir yere taşımak. Dünyada onların tecrübesinde çok az ülke bulabilirsiniz. Ayrıca kendi ekipmanları var. Kendi ekipmanlarını Türkiye’de üretiyorlar. Son derece iyiler.