Yaklaşık olarak 2014 yılından beri kaligrafi sanatıyla uğraştığını belirten Kıvrık; “ Biz tam profesyonel sayılmayız ama yine de ilk başladığım zamana göre bayağı ilerlettim. Karşılaştırdığım zaman farkı görebiliyorum. Bu benim için bir hobi, beni çok rahatlatıyor bu tip şeylerle uğraşmak. İlk iki sene biraz sıkıntılıydı yamuk yumuk oluyordu üçüncü sene biraz bir şeylere benzemeye başladı. Bu biraz da uğraşmaya zaman ayırmaya bağlı. Yaptığınız egzersizlere bağlı. Ne kadar çok üzerine düşerseniz o kadar çok öğreniyorsunuz. İlk başta bu işi biraz yapamayacağımı zannettim ama daha sonra üzerine düştükçe yavaş yavaş harfler düzgün gözükmeye orantılı olmaya başladı. Zamanla 3 ay sonraki 3 ay öncekine göre daha güzel daha düzgün oluyordu. Çalışmayla oluyor, merakla oluyor, sabırla oluyor, sabretmek gerekiyor.” Şeklinde konuştu.
Merakı olan ve birazcık yeteneği olan herkesin bu sanatı yapabileceğini söyleyen Kıvrık işin püf noktaları hakkında şu bilgileri verdi; “ Bu işin uzmanları, üstatları var, ustaları var, onları izleyerek onlardan feyiz alarak ilerletebilirler. Tabi her işte olduğu gibi bunda da çalışmak gerekiyor. Mutlaka zaman ayırmak gerekiyor, her şeyden önce sevmek gerekiyor, en önemlisi sevgi. O işi sevdiğiniz zaman çalışmak uğraşmak size angarya gelmiyor daha güzel geliyor, hoş geliyor. Ayırdığınız vakit sizin için hoş bir vakte dönüşüyor. Bir de müzik eşliğinde yaptığınız vakit ne sinir kalıyor, ne stres kalıyor, çok rahatlatıyor, kuş gibi oluyor insan”
Hat sanatı ile kaligrafiyi karşılaştıran Kıvrık hat sanatını daha zor olarak niteledi. Kıvrık; “ Arap harfleriyle hat sanatı gerçekten farklı bir şey. Onu yapan arkadaşlar da var. Onunla uğraşmak gerçekten sabır ister, uzmanlık ister. Ben de biraz uğraştım ama belli bir yere gelemedim. Biri tabi Arapça biraz yabancı olduğumuz alfabe bu Latin alfabesi olduğu için bir aşinalık var. İlkokul birden beri Latin alfabesi görüyoruz biz tabi onunda bir etkisi var. Hat yazısı çok farklı , o bir sanat bence bu daha kolay” dedi.
Hakan Kıvrık’ın arkadaşı Bülent Çenber (55) dört yıllık zamanda arkadaşının sanatını nasıl ilerlettiğini anlattı. Kendisini emekli, gezgin, dağcı, sanatçı ve seyahatçi olarak niteleyen Çenber Kıvrık’ın bu sanata karşı doğuştan bir yeteneği olduğunu ileri sürdü. Çenber: “ Ben böyle bir yeteneği olduğunu bilmiyordum, geliştire geliştire uzmanlaştı ki bu sene Kanada’ya 9 tane yazısını gönderdik. Ağustos ayında 10-12 tane daha göndereceğiz. Kanadalılara bu sanatı sevdirmeyi amaçlıyoruz. Hakan bey akşamları işlerini bitirdikten sonra müzik eşliğinde böyle bir ilham geliyor kendisine, ilham geldikten sonra içindeki duygularını tabağa döküyor. Bizim üzerimizde de çok yaptı fakat ben artık yaptırmıyorum çünkü devamlı hamama gitmemiz gerekiyor.”