Toplu sözleşme hakkında konuşan Bilal kara, “Toplu sözleşme hakkının ve hukukunun savunulması, sadece yetkili sendikaların ve konfederasyonun görevi değil, aynı zamanda Kamu İşveren Heyeti, Heyet Başkanı ve kurulda yer alan kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin de sorumlulukları arasındadır. Nitekim ‘toplu sözleşme ikramiyesi’ ve ‘servis hizmeti’ kazanımlarımızın tekrar hayata geçmesi sonrasında başta kamu görevlilerimiz olmak üzere toplumsal alanda yankı bulan olumlu karşılığın benzerini, koruyucu giyim ve fazla çalışma ücretinde de göreceğimizi hepimiz iyi biliyoruz. Bu yüzden, kurulun toplanmasını fırsata çevirerek salondaki herkes vakit kaybetmeden adım atmalı ve ortak akılla alınacak karara katkıda bulunmalıdır” dedi.
Kiralarla başa çıkamayan arkadaşlarımız var
Artan kira fiyatlarının Uşak ve diğer tüm illerde yaşamı zorlaştırdığını belirten Kara, şöyle konuştu: “Kira fiyatlarının maaşları süpürdüğü, en yüksek enflasyonun pazar-market sepetinde hissedildiği, zorunlu giderlerin gelirleri karşılamadığı bir gerçeklik içerisinde sabit gelirliler geçimini sürdürmeye çalışıyor. Hakem Kurulu’nun görmek istemediği fakat Konfederasyonumuz Memur-Sen’in ısrarla altını çizdiği bir gerçekliktir. Hakem Kurulu’nun beklenen, tahmin edilen ve hissedilen enflasyon noktasındaki hatalı tavrı ve duruşu nedeniyle oluşan kayıpları tazmin ve tanzim edecek refah payı iyileştirmesini zaruri gereklilik olarak görmek gerekiyor. Bu durumu düzeltme noktasında devletimizin imkânı, fırsatı ve mali gücü olduğunu biliyor, kamu görevlilerine ve emeklilerine Ocak ayında refah payı verilmesini bekliyoruz.”
Kara, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelir vergisinin amacı, gayesi ve hedefi adil gelir dağılımına katkıda bulunmak için kesinti yapmak mı, yoksa gelirleri azaltmak, gelir dağılımı adaletsizliğini tetiklemek ve hakkaniyetli olmayan bir biçimde hazineye gelir üretmek mi? Mevcut sistem ‘Maaş artışlarını cebe girmeden alalım’ formülü üzerine kurgulanarak ‘geliri azaltma, giderleri artırma ve gelir dağılımı adaletsizliğini yükseltme’ aracına dönüşmüştür. Gelir dağılımında adaletin sağlanması için öncelikle gelir vergisi matrahları adil, makul ve hakkaniyetli şekilde düzenlenmeli, kamu görevlilerinin vergileri yüzde 15’e sabitlenmelidir”.
EMEKLİNİN DURUMU VAHİM, ACİL ÇÖZÜM GEREKLİ
Emekli aylıklarına değinen Kara, emekli aylığı-görev aylığı oranının yüzde 40-45 seviyelerine gerilediği, seyyanen ödemenin ısrarla emeklilere yansıtılmadığını kaydetti. Kara ‘emekli olanların keşke olmasaydım’, görevde olanların ise ‘emeklilikte ne yapacağım’ sorularının haklı olarak yükseldiği bir dönemde olduklarını vurguladı. Kara, “Hazine üzerinden fonlama yerine maaş ve ücretlerde kayıp olmayacak şekilde bütün gelirleri prime esas kazanca dâhil edilmeli. Bu husus hazineye hiçbir yük getirmeyecek, ileride oluşacak sosyal maliyeti ise şimdiden önleyecektir. Emeklilerin örgütlenmelerinin önündeki fiilî ve fikrî engeller aşılmalıdır” dedi.