Bu mesleğe ortaokul son sınıftayken saatçi olan komşunun yanına yaz döneminde 3 ay çıraklığa giden Yılmaz sonrasında konu komşunun saatlerini tamir ederek mesleğini sürdürdü. Üniversite öğrencisi iken bir saatçinin yanında işe başlayan Yılmaz orada 5 yıl çalıştı. Mezun olduktan sonra patronu iş teklif etmesine rağmen son sınıfta açtığı dükkanda kendi işini yapmaya devam etti. Bu sırada Afyonkarahisar Karacaören Ortaokuluna öğretmen olarak tayini çıkan Yılmaz saatçiliği tercih etti. Yılmaz bunun nedenini şu şekilde açıkladı; “ İşimi çok seviyordum, hala seviyorum, severek yapıyorum, pişman değilim, sıkılmıyorum, memnunum. İki tane evladım var. Bu mesleğe bir fiil 1972 yılında başladım vergi mükellefi olarak o gün bu gündür çalışıyorum , 35 yıldır da bu dükkandayım.”
Mesleğinde yarım asrı deviren Yılmaz uzun yıllar boyunca aynı meslekte çalışabilmenin sırrını o mesleği çok sevmek olarak açıkladı. Yılmaz; “ Önüme gelen bir arızayı gidebilmek, parasından ziyade ilk önce acaba o işi yapabilir miyim? O beni daha çok motive ediyor, onu tamir etmek, atıl olan, belki çöpe atılacak olan saatleri değerlendiriyoruz, çalışır hale getiriyoruz.” Dedi.
Şu an kendisine piyasada çok fazla kişinin kullanmadığı eski otomatik saatler, kurmalı saatler, cep saatlerin geldiğini aktaran Yılmaz; “ Genellikle bu tarz saatlerle uğraştığım için eski saati olanlar bunu yapsa yapsa Ali Usta yapar diyorlar ve geliyorlar ben de elimden geldiğince tamir etmeye çalışıyorum” şeklinde konuştu.
2000 yılından beri emekli olan Yılmaz sağlığı elverdiği sürece iş olsun olmasın dükkanına gelip gideceğini söyledi. Yılmaz; “ Benin bir siftah yapmadan gittiğim gün de olabilir ama dostlar geliyor, bir çayımı içiyor hal hatır soruyor, ahbaplardan, dostlardan tesadüfen gelenler oluyor, onlarla sohbet etmek , bir bardak çay içmek beni mutlu ediyor. Bu meslek, bu dükkana gelip gitmek benim sağlık sigortam. İnsanın bir meşgalesi olursa daha rahat oluyor. Aslında emekli olmadık” diye konuştu. -HABER/ BAYRAM ALİ KELEŞ