Genel

Mesut Apaydın: Uşak Dörtyol kavşağa Mesut’un semeri diyenler de oldu, Karayolları izin vermedi diye battı çıktı yapamadı

2004-2009 dönemi Uşak Belediye Başkanı AK Partili Mesut Apaydın, Dörtyola yapılan köprülü kavşağın yıkımıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Biz bir battı çıktı projesini Karayolları Genel Müdürlüğüne sunduk ve kabul edilmedi. Drenaj hattı olduğu için izin vermediler. Benim de içime sinmedi ve millet bu köprüden dolayı bir süre şey söylediler. Mesut’un semeri falan da dediler” ifadesini kullandı.

Abone Ol

2004 ve 2009 döneminde, Uşak Belediye Başkanlığı yapan AK Partili Mesut Apaydın, Uğur TV’den Duru Akyar’ın Arka Pencere isimli programına konuk oldu. Burada belediye faaliyetleri hakkında konuşan Uşak Belediyesi eski Başkanı Mesut Apaydın, belediyelere alınan fazla personel ve kendi döneminde yaptığı hizmetlerle ilgili açıklamalarda bulundu.
“KENDİ EŞİMİ DOSTUMU BELEDİYEYE DOLDURACAĞIM DERSEN EN BÜYÜK İHANETİ EDERSİN”
“Belediyelerde 2 şey önemli ve belediyede para var. Su ve diğer paralarla bir bütçe oluşuyor ve bunu yönetiyorsunuz” diyen Apaydın, şöyle söyledi:
“Uşak’a yatırım yapacağıma, ben kendi eşimi dostumu doldurayım da diyebilirsiniz. Bu insanlara bir konut alanı oluşturayım bunlar evsiz kalmasın da dersiniz. Eğer eşimi dostumu doldurayım dersen de en büyük ihaneti yapmış olursunuz. Bu dünya bir okul ve bu okulda başarılı olunca biz inanıyoruz ki cennete gireceğiz. Bu bir sınav ve adam kayırmak da sınavı kaybetmek benim gözümde. Bir parayı yönetmek ve iş yapacaksın ve yol yapacaksan insanı iyi yönetmen lazım. Burada olması gereken personel 10 ise buraya 100 kişi alamazsın. Burada 100 kişi çalıştırırsan, işe yaramayan 90 kişinin maaşını ödersin. Görüyorum ki bizim belediyeler de bu duruma düşmüş. Personel parasını ödemek için kredi kullanan belediyelerimiz var. Personel parası için kredi kullanacağına almasaydın. Bir kredi çekersin ve evin yoktur ev alırsın. Taksitle ev alırsın ve kira ödemezsin. Belediyeye otopark yaparsın, hem otopark sorunu çözülür, hem de para kazanırsın.  Dışarıda işe yaramayan ve geliri olmayan bir yatırım için kredi çekilmez ki! Ben bazen bakıyorum, 2500 ve 3000 civarında bir personel var. Bizim zamanımızda 500’dü ve o zaman nüfus 180 bindi ve şimdi 240 bin civarı. Nüfus 2 kat artmadı ki personel 6 kat artsın. Bu yanlışlar halkın cebinden çıkan maliyetler oluyor. Belediyeler parayı ve insanı yöneterek, insana hizmet ediyorlar. Belediye başkanları bir orkestra şefi gibi ve bunları organize eden gibi duruyorlar. Ya da teknik direktör gibi de düşünün.”
“BENİM YARDIMCIM CHP’LİYDİ VE İŞİNİ ÇOK İYİ YAPIYORDU”
Kendi döneminde başkan yardımcılığı yapan CHP’li Mustafa Güngör’ün işini iyi yapan ve dürüst bir isim olduğunu ifade eden Apaydın, şöyle konuştu: 
“Son zamanlarda düşülen yanlışlık bu benim partimden, bu benim derneğimden ve yönetimimden. Bu adam saz çalmayı bilmiyor ve bu manav. Ama bize saz çalacak adam lazım. Fakat saz çalan adam muhalefet partisinden. Benim belediye başkan yardımcım CHP’liydi (Mustafa Güngör) ve CHP döneminde göreve gelmişti. İşini iyi bilen bir yöneticiydi ve ben bu benden uzak olsun diyemem ki! Bizim takıma lazım olan golcü bu. Fenerbahçe bakıyor mu bu adam Afrikalı yok Sırp diye almıyor mu? Bu benim sendikamdan ve bunu yapalım, fakat bunda o vasıf yok.  Belediye Başkanına yanlış yapanı gösterirsin ve adli işlemle gereken yapılır. Bizim dönemimizde bir şansızlığımız vardı ki; aslında şansımızmış. Bizim dönemde 16 ve 16 meclis üyesi vardı. O zaman komisyonlarda beraber karar alıyorduk. Muhalefet partisiyle seçimin son senesine kadar bir anlaşma yaptık. Çok verimli oldu ve şu anda dahi benim en çok görüştüğüm ve sevgi duyduklarımız muhalefet partisindeki meclis üyeleri. Bir tanesi var, restoranı vardı ve beni biliyordu ve benden para almadı. Bir daha gelmem dedim yine para almadı.  Kudret Erdem vardı ve CHP’liydi ve belediye başkanı gibi proje üreten ve iş yapan biriydi.

BİZİM DÖNEMİMİZDE ARSA SATILMADI, BELEDİYEYE 60 DAİRE DE TOKİ’DEN DÜŞTÜ
 Apaydın, kendi döneminde hiç arsa ve mülk satmadıklarını kaydederek, şu açıklamalarda bulundu: “Biz hiç arsa satmadık. Hatta bu eski Gediz yolundaki TOKİ’de 60 dairemiz vardı. Kredi de kullanmadık ve o dönemde Binali Yıldırım Ulaştırma Bakanı’ydı. Kazalar oluyor diye Dörtyol’a köprü ve stada battı çıktı yapacaktık. Bu köprü de son dönemlerde herkesin dilinde. İzmir-Ankara yolu Karayolları sorumluluğunda ve ilk olarak bu konuyu kurumla görüşüyorsunuz. Biz bir battı çıktı projesini Karayolları Genel Müdürlüğüne sunduk ve kabul edilmedi. Drenaj hattı olduğu için izin vermediler. Benim de içime sinmedi ve millet bu köprüden dolayı bir süre şey söylediler. Mesut’un semeri falan da dediler. Benim de özelliğim yumuşak gibi görünürüm ama hadsize haddini bildiririm. Sandık koyduk ve 10 bini kişinin yüzde 99’u bunu istedi. Vatandaş da isteyince yaptık ve köprü için imza atanlar bize fırça attı. Bu köprü belediyenin değil ve karayollarının. Ben bu köprüyü yıkacağım ve bu senin değil ki yıkacaksın. Karayolları izin verirse yıkarsın. Ben de bir CHP’li başkanın köprüyü yıkacağım demesine AK Parti hükümetinin izin vereceğini sanmıyorum. Bu işleri biraz daha popülizm dışında değerlendirmek lazım.”
UŞAK BELEDİYESİ’NİN METRO YAPMAYA TAKATİ YOK, BUNUN YERİNE BÜYÜK OTOBÜS SORUNU ÇÖZER
Apaydın, yeni seçilen Başkan CHP’li Özkan Yalım’a da şöyle seslendi: 
“Şimdi Özkan bey CHP’li ve ben de topa girmek istemem ama. Üniversite ve Uşak arasına raylı sistem yapacağım diyor. Kimden izin alacaksın? Karayolları’ndan. Aradaki refüj ve diğer unsurlar nedeniyle nereden geçecek bu metro? Uşak Belediyesi’nin metroyu yapma takati yok. 250 bin kişilik şehir metronun rayını alamaz. Kaldı ki yapması gerekiyor mu? Gerekmiyor. Büyükşehirde metrobüs var. Bizde körüklü otobüs yok! Yetmiyorsa 302 al yetmiyorsa da körüklü otobüs al. Mühendislik bir işi en ekonomik ve en iyi şekilde yapma işidir. Analarımız eskiden dağdaki göl başında çamaşır yıkıyor ve mühendis çamaşır makinesi yapıyor. Mühendislik bir işi en ekonomik şekilde planlamaktır. Hafif raylı sistem planı mühendislik açısından çok hesaplı değil.”

HABER MERKEZİ
FOTOĞRAF: REYHAN BÜŞRA ARDAÇ