- Sayın Mıdık sizce gazetecinin toplumdaki karşılığı nedir?
- Gazeteciler, haberciler, yazılı ve görsel basın mensupları toplumdaki düşünceleri şekillendiren mekanizmalardır. Yaşamın her kesitinde yaşanan haber niteliğinde acı tatlı olaylar vardır, bu konuda toplumu bilgilendirme görevleri, yazılı ve görsel basınımızın sorumluluğundadır. Aksi durumlarda ise bu olaylar gerçeği yansıtmayan fısıltılarla halk arasında yaygınlaşır ve gerçeklerden uzaklaşır. Böyle olunca da toplumda yalan ve yanlışlarla güven güven unsurunun yitirilip insanların birbirine olan saygınlığının zedeleneceğini ve olması gereken toplumsal barışın yerini kuşkular alır.
- Siz ideal gazeteciyi nasıl tanımlarsınız?
Bir toplumda gazeteci ve haberciler olayları oluşturan zincirdeki halkaların doğrularını birbirilerine ekleyerek iletişimi sağlarlar. Gazeteciler bazen iki ateş arasında kalan savaşçılar gibidirler. Zaman olur ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranamayacaklarını bilmelerine karşın kalemlerini ve düşüncelerini doğrulardan yana kullanmaya özen gösterirler.
- Basın özgürlüğü ve Demokrasi arasındaki ilişki sizce nasıldır?
Basın çalışanları bilirler ki basın demokrasinin vazgeçilmezleridir. Onlar; toplumun gözü kulağı, düşüncelerin rehberi, haberlerin birinci tanıklarıdır. Fotoğraf makinası gibidirler. Yorum yazmazlar, hukuk anlamında çizmeden yukarıya çıkmamaya özen gösterirler. Onların zaman çizelgesinde gündüz ve gece kavramı yoktur. Günün her saatinde göreve hazırdır. Onlarında kendi sosyal haklarını koruyabilmeleri için de örgütlü olmaları, gerçek savunma mekanizmalarına ve sivil toplum örgütlerine sahip olmaları da gerekir. Bir kentte ,bir ülkede ve bir toplumda basın ne kadar güçlü ve güvenilir olursa o toplum, ülke ve kentte de sorunların çözümü daha da kolay olur.