Uşak Tıp Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Ömer Karahan, “Devlet memuru eziyet etmez. Ama bizim sağlıkta da aynı şey söz konusu. Aynı kafa, arkasından şiddeti getiriyor” dedi. 
Sağlıkta şiddetle ilgili bazı tespitlerde bulunan Uşak Üniversitesi Tıp Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Ömer Karahan, sağlık çalışanlarının da halkın işine kolaylaştırması gerektiğini ima etti. Hadim devletten çok hakim devlet düşüncesinin etkili olduğunu belirten Ömer Karahan, bunun sağlıktaki şiddette etkili olduğunu belirtti.  
Devlet memurunun halka tepeden bakmaması gerektiğini anlatan Karahan, tapu müdürlüğünde yaşadığı bir olay üzerinden konuyu şöyle özetledi:
“Bana bak sen benim kim olduğumu biliyor musun? Sürüm sürüm süründürürüm seni, vatandaşı ne kadar çok süründürürse o kadar büyük devlet memuru olduğunu sanıyor. Halbuki ne kadar hizmet ederse görevini iyi yaptığı düşüncesi, bir çok memurda bugün bile yok. Tapuya gidiyorum ve bana evrak uzatıyor. Okudum imzala yaz diyor. Benim sol tarafım felç ve imzamı tam atamıyorum. Olmadı yeniden, hayır yaz yeniden diyor. Kızım bak senin bu tavırlara hakkın yok. Benim elimden çıktı mı bu yazı? Sen gördün mü? Benim sağ tarafım felç ama ona rağmen azarlıyor ve tekrar imza istiyor. Devlet memuru kafası maalesef böyle. Devlet memuru eziyet etmez. Ama bizim sağlıkta da aynı şey söz konusu. Aynı kafa, arkasından şiddeti getiriyor. Bir başka sorun da halk ve aydın zıtlaşması veya yabancılaşması. Bizim aydınımız halkın değerlerine yabancılaşıp halkla zıtlaşıyor. Halka tepeden bakan bir zihniyet olursa bu barışı değil düşmanlığı getiriyor. Bunlar da sağlıkta şiddette etkili olan faktörlerden”.
TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ AMACINDAN SAPMIŞ BİR KURUM
    Öte yandan Prof. Dr. Karahan, daha önce genel başkanlığına aday olduğu Türk Tabipler Birliği hakkında da düşüncelerini açıkladı. Türk Tabipler Birliği’nin amacının dışına çıktığını belirten Karahan, “Bizim mesleğimizi itibarsızlaştıran en önemli kurumlardan biri de bizim meslek örgütümüz. 6308 sayılı yasayla kurulmuş Türk Tabipler Birliği maalesef hekimlerin gerçek sorunlarıyla hiç ilgilenmedi.  TTB Genel Başkanı olan bir arkadaşımız şunu söylüyordu, “Türk Tabipler Birliği7nin amacı toplumsal muhalefete öncülük etmektir. Türkiye’de hiçbir sağlık ve hekim sorunu yok ve bir tek bu kalmış gibi. Bu zihniyet yapısı Türk Tabipler Birliği ve hekimlik itibarının düşmesine neden oldu. Yazışmalarda PKK ile ilgili konularda, terör örgütü ve anarşistler falan söz konusu değil. PKK’nın adı TTB yazışmasında gerilla diye geçiyordu” dedi. 
“Ben 8 yıl Konya’da mücadele ettim ama başarılı olamadım” ifadesini kullanan Ömer Karahan, şöyle söyledi: “Bir Türk Tabipler Birliği Genel Kongresinde, Genel Başkanlığa aday oldum ve maalesef meslektaşlarımız bize itibar göstermediler. Hekimler, toplumsal muhalefeti savunanı başkan seçtiler. Ben hekimliğin itibarının yerle bir olduğunu ifade ettim. İktidardan kimse yok ve dahası muhalefetten de kimse yok. Barolar ve diğer odaların kongresine herkes katılıyor. Akşam eve gidince bakın, Türk Tabipler Birliği kongresi ne kadar haber olmuş. Maalesef Türk Tabipler Birliği’nin zihniyeti bu. Türk Tabipler Birliği, gerilla ifadesini kullanıyor ve bu konudaki çalışmalarla uğraşıyor. Tabii işkence varsa bu konuda Türk Tabipler Birliği üzerine düşeni yapacak. Belki yüzlerce yazışma var bu konuda. İşte bu şekilde meslektaşlarımızı ve mesleğimizi itibarsızlaştıran bir meslek örgütümüz var.”

HABER / ZÜLAL KARADEDELİ

Editör: Zülal Ünal