Genel

Takunyalar Gitti Ayak Hastalıkları Çoğaldı

Camilerdeki abdesthanelerin vazgeçilmez eşyası takunyalar yerlerini plastik terliklere bırakıyor. Kullanımı son zamanlarda iyi azalan takunyalar nostalji olma yolunda ilerliyor. Konuya ilişkin konuşan Uşak esnaflarından Mevlit Çelik bu kültürün yaşatılmasını istedi. Takunyaların ayak sağlığına yaptığı katkılardan da bahseden Çelik camilerde plastik terliklerin yaygınlaşmasından sonra ayak mantarı vb hastalıkların daha kolay bulaştığını iddia etti.

Abone Ol

Takunyaların gün geçtikte daha az kullanıldığını neredeyse hiçbir camide artık takunya göremediğini söyleyen Çelik: “ Aslında takunya bizde bir kültürdür, takunyaların yerlerini plastik terlikler aldı. Takunyaların özelliği ise sürekli farklı kişiler tarafından abdest alınırken kullanılan bir terlik olduğu için kişilerdeki ayak mantarı vb hastalıkların başka kişilere bulaşmasını engelliyor, kişisin statik elektriğini alıyor. Takunyanın kullanıldığı dönemlerde insanlarda kesinlikle ayak mantarı yaşanmıyordu ama camilere plastik terlikler girmeye başladıktan sonra bu mantar olayı arttı yada diğer bulaşıcı ayak hastalıkları arttı, tabi bu benim tespitim ve yorumum.” Dedi.

“PLASTİK TERLİKLER KULLANILMIYOR”

İnsanların plastik terlik kullanımına mesafeli davrandıklarını ileri süren Çelik bunun nedenini şu şekilde anlattı; “ Takunyalar her zaman temiz olarak duruyordu ama şimdiki plastik terlikler ayağın tabanına göre ovalimsi, ortopedik bir şekilde yapıldığından dolayı  o çukurlarda biriken suya tozların yapışması sonucu kirli bir görünüm oluyor, camilere giderek bunu görebilirsiniz ama takunyalarda böyle bir çamurlaşma olmuyordu. Takunyalar her zaman temiz duruyordu. Belki de insanları çoğu o terliklerdeki çamur, toz yada kiri görüyor ve o terlikle abdest almıyor, abdestini alıp direk çorabını, ayakkabısını giyiyor. “

Önceden takunyaların gelinlerin çeyizlerinde olmazsa olmazlardan biri olduğunu aktaran Çelik; “Bu kültür nedense gelinlerin çeyizinden de kayboldu, en son camilerde kalmıştı, maalesef camilerden de yok oldu. Bence camilere bu takunyaların tekrar gelmesi lazım. kültürün yaşatılması güzel olur.  Onun sesi bile bir huzur veriyordu, abdest alan cemaatin ayağında.” Şeklinde konuştu.

“KÜLTÜRÜMÜZ KAYBOLMASIN”

Çelik takunyaların hayatımızdan çıkmaması gerektiğine vurgu yaparak bunun nasıl yapılabileceği konusunda şu önerileri verdi; “Bunu üreten kişi var mı bilmiyorum ama varsa bile 80 yaşının üstünde olduğunu tahmin ediyorum. Günümüzde her şey para odaklı olduğu için para kazandırmayacak bir ticaretle kimse uğraşmak istemiyor. Yapan kişi de bunun son ustalarıdır, unutulmuş bir meslek.  En azından gençlere öğretilebilir yada marangozlar bu işe ağırlık verebilir. Tekrar gündeme gelirse bu işi yapacak kişiler iyi işler çıkarabilir. Tabi ağacını bulmak mesele şimdi eskisi gibi ağaç yok, mobilyacı ve marangozların genelde sunta ve mdf ağırlıklı çalıştıklarından dolayı.  Takunyalar Ceviz, Gürgen, Çınar,  Dut yada Şimşir ağacından yapılıyor, suya dayanıklı, çatladığı zaman tekrar kendisini toparlayan steril bir malzeme, doğal ahşap, bunu yapacak kişinin bu işten iyi para kazanacağını düşünüyorum. Camilerde bizim kültürümüz devamını sağlamak adına kullanıma geçmesi benim için gurur verici olur. Yeni nesil kesinlikle takunyanın ne olduğunu bilmiyordur. Şu anda  25-30 yaş altı kişiler kesinlikle takunyayı bilmiyordur , giymemiştir çünkü.”

“TAKUNYA DAHA SAĞLIKLI”

Uşak’ın Merkez Mende Köyünde yaşayan Muhammed Akkaya da konuya ilişkin  şunları söyledi: “Ben şahsen eskileri de çok sevdiğim için çünkü ne varsa eskilerde var, takunyaları tercih ederim. Eskiyi de anımsatıyor, böyle tak tak tak diye ses çıkarırdı, benim için güzel anıları da var. Sağlığıma da çok dikkat ettiğim için yüzde yüz takunya diyorum”

ÖZEL HABER / BAYRAM ALİ KELEŞ