Gündem

Tarhana Festivali Tartışmaları Sürüyor

Uşak Belediyesi ile Gediz Belediyesi arasında paylaşılamayan Tarhana Festivali sosyal medyada tartışılmaya devam ediyor.

Abone Ol

Geçtiğimiz günlerde Uşak’ta Tarhana Baba olarak bilinen Mustafa Yeldanlı’nın da katıldığı Belediye Meclisinde konuşan Özkan Yalım Temmuz ayının 3’ncü haftasının Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri bir tarhana festivali yapacağını duyurmuştu. Bu açıklamaya tepki gösteren Gediz Belediye Başkanı Necdet Akel konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı; ““Sayın Yalım yerel seçim önü Murat Dağı Uşaklıların demiştir. Burada içtiği tarhana hoşuna gitmiştir ki festivalini düzenlemeye kalkmıştır. Biz de diyoruz ki Murat Dağı, Gediz’in öz varlığıdır. Tarhana da milli içeceğidir” Bunun üzerine Belediye Başkanı Yalım da cevaben yayınladığı mesajda Akel’i Uşak’ta düzenleyecekleri tarhana festivaline davet etmişti. 
GEDİZ BELEDİYE BAŞKANI BUNA DA KARŞI ÇIKACAK MI?


Tarhana Festivali tartışması bununla kalmadı. Uşak’ın tanıtımı için önemli çalışmalarda bulunan Eski Uşak Araştırmaları Derneği Başkanı Ömer Aşçı Dodurga’da düzenlenecek olan Tarhana Festivali’ni örnek göstererek ; “Gediz Belediye Başkanı Sayın Necdet Akel Bey bu tarhana festivallerine de karşı çıkacak mı acaba?” sorunusun sordu. 
“TARHANANIN FESTİVALİNİ YAPMAK, 1998 DEN BERİ HAYALİM”


Aşçı’nın paylaşımına yorum yapan Gastronomi  alanında yazdıkları kitaplarla tanılan Uşaklı Yazar Süleyman Dilsiz de 1998 yılında Yeşil Banaz gazetesinde yayınlanan köşe yazısının fotoğrafını paylaşarak ; “Tarhananın festivalini yapmak, 1998 den beri hayalim... ekte de kanıtı” ifadelerini kullandı. 
Dilsiz’in paylaştığı köşe yazısında Tarhana festivali hakkındaki görüşlerini şu şekilde; “Günümüz sosyal yaşamı zenginleştirmek, insanları kaynaştırmak, yöre insanına ekonomik katkı sağlamak açısından festivallerin önemi açıktır. Özellikle atalarımızdan miras yıllardır süregelen tarhana yapma alışkanlığımızın taktir edilmesi, sevilmesi, tarhana festivali yapabileceğinin bir gereğidir. Belki dünyada da ilk çorba festivali olması açısından da Türkiye’de tanıtımı mümkün kılınabilir. Ayrıca eğlence, kültürel gösterilerle sosyal yaşam yılda bir kez dahi olsa canlandırılabilir.