Sağlık çalışanlarına şiddetin çözüme kavuşturulmadıkça gün geçtikçe  içinden çıkılmaz biri hal aldığını ileri süren Özkuk açıklama yapmalarına neden olan son olay hakkında şu bilgileri verdi ; “07.02.2020 Cuma günü Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesi ek ünitesi Kadın Doğum ve Çocuk hastanesinde bir doktorumuz hasta yakını tarafından şiddete uğramıştır. Hasta numarasının yandığını fark etmeyerek ve kendisini çağırmadığı bahanesi ile sağlık çalışanlarına sözlü olarak hakarette bulunmaya başlamış o esnada başka bir hastayla ilgilenen hekim arkadaşlar  bekleme salonuna gelerek vatandaşla görüşüp onlara gerekli açıklamayı yapmak isteseler de sözlü hakaretlerle karşı karşıya kalmışlardır. Yine de hastayı içeri çağırıp muayene edip sakinleştirmek istemişlerdir. Bu esnada güvenlik görevlisi hasta yakınını dışarı çıkarırken hekimimiz de onunla birlikte dışarı çıkıp sakinleştirmek istemiş fakat  hastanın başka bir yakını tarafında saldırıya uğramıştır. Doktorumuza acil şifalar diliyoruz. Şifa verene, şiddet uygulayan şahsa da en ağır cezanın verilmesini istiyoruz.” Dedi.

“SAĞLIKTA ŞİDDETE ACİL ÇÖZÜMLER VE AĞIR YAPTIRIMLAR GEREKLİDİR”

Kadın Doğum ve Çocuk ünitesinde de Kolluk güçlerinin olması gerektiğinin altını çizen Özkuk

Türkiye'de sağlık hizmetlerinde yaşanan şiddet olaylarının çözülmesi gereken temel meselelerden biri olduğunu söyledi. Sağlık çalışanları can güvenliklerinden yoksun bir şekilde hizmet ürettiklerini, çalışanların  akşam olduğunda evine  sağ salim gidebileceğinden endişel duyduğunu iddia eden Özkuk  konuyla ilgili olarak şunları söyledi; “ Şiddet, ağır darp, bıçaklama ve silahlı saldırı gibi ölümle sonuçlanabilecek bir seviyeye çıkmıştır. Kısacası sağlık çalışanlarının hayatın her dakika tehlike altındadır. Bunun için sağlıkta şiddete acil çözümler ve ağır yaptırımlar gereklidir. Çünkü sağlıkta şiddetin durmak bir yana artarak devam etmesindeki en önemli neden etkin ve caydırıcı tedbirlerin hayata geçirilmemesidir. Örneğin tutuklu yargılama sadece kağıt üstünde kalmaktadır. Uygulamada pek hayata geçmeyince, şiddet uygulayan elini kolunu sallaya sallaya gezdikçe çözüm olmamaktadır.

Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlara, sağlık kurumlarında ortalığı birbirine katanlara bu işin sonunun tutuklu yargılanmak olduğunun idrakine varmaları sağlanmalıdır. Devletin ceza sistemi ve uygulayıcıları bunu hissettirmelidir.

Bunun yanı sıra şiddetin bir tedavi biçimi olarak algısı yıkılmalı, şiddet uygulayanların acil haller dışında kamu sağlık hizmetlerinden belli bir ücret karşılığı yararlandırılması getirilerek bu durum tersine çevrilmelidir. Yani kişi sağlık çalışanına şiddet uyguladığında belli bir süre ücretsiz sağlık hizmetinden faydalanamayacağını bilmelidir. Şiddetin kendisine bir fatura çıkaracağını anlamalıdır.”

“SAĞLIK HİZMETİ VEREN BİRİMLERİN SIFIR TOLERANSLI ALANI OLARAK TANIMLANSIN”

Türk Sağlık-Sen olarak sağlık hizmeti veren birimlerin ve yerlerin hiçbir ayrım gözetilmeden ( Sıfır Toleranslı Alanı) olarak tanımlanmasını önerdiklerini söyleyen Özkuk konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı ; “Sıfır toleranslı alanlarda işlenen suçlara en sert yaptırımlar uygulanır ve bu suçlara karşı Hakimlerin bir takdir yetkisi de bulunmaz. Para cezasına çevrilme veya hafifletici sebepler göz önüne alınmayarak cezalar net bir biçimde verilir. Böyle bir alan tanımlaması ile eminiz ki sağlık kurum ve kuruluşları daha güvenli yerler haline geleceklerdir. Sağlıkta şiddet konusunda da bu tarz çözümlerin faydalı olacağına inanıyoruz. Gereğinin yapılmasını bekliyoruz.”

Editör: TE Bilişim