UŞAK'TA BUGÜN VEFAT EDENLERİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ 

Atatürk Kültür Merkezindeki toplantıda konuşan platform sözcüsü Funda Öz Akcura Erzincan’daki deprem felaketinin ardından Türkiye’nin vahşi madencilikten vazgeçmesi gerektiğini söyledi. 
Toplantının başında söz alan İnşaat Mühendisleri Odası Uşak Şube Başkanı Ümit Alp Erzincan’ın İliç ilçesinde meydana gelen facianın rakamsal boyutlarını fotoğraflar ve haritalar üzerinden anlattı. 
Erzincan’da yaşanan olayın toprak kayması olmadığını bir tonuna 6 kilogram siyanür damlatılmış maden kayasının göçtüğünü vurgulayan Alp, kayan miktarın 10 milyon metreküp olduğunu ifade etti. 
ERZİNCAN’DA KAYAN TOPRAK 150 BİN KAMYON (DÜNYAYI 4 KEZ TURLUYOR)

Whatsapp Image 2024 02 21 At 12.42.37
Bu miktarı daha iyi anlayabilmek için Uşak’tan örnekler veren Alp kayan  maden kayasının Uşak’ın Kelamöz, Cumhuriyet ve Kuyucak mahallelerini 1 metre yüksekliğinde kaplayabileceğini söyledi. Bu toprağın kamyonlara yüklendiğinde ve arka arkaya dizildiğinde 150 bin kilometrelik bir konvoy oluşturacağını bunun da dünyanın etrafını 4 kez turlamaya yeteceğini ifade etti. 
ERZİNCAN’DA SADECE KAYAN TOPRAĞA ZERK EDİLEN SİYANÜR 10 BİN 500 KAMYON 
(UŞAK - AFYONKARAHİSAR ARASI ARALIKSIZ KAMYON KONVOYU DEMEK)

Erzincan’da kayan kütlenin içine zerk edilen siyanür miktarı hakkında da bilgiler veren Alp bu bilgileri şirketin kendisinin hazırladığı ÇED raporundan derlendiğini söyledi. Alp: “ Tonda 7 kilogram siyanür kullanarak 3-4 gram altını alırız demişler. Bunları topladım, çarptım, böldüm,  Uşak ile Afyonkarahisar arasında kamyonları arka arkaya boşluksuz sıralıyoruz, anca taşıyor bu siyanürü. Madenini tamamındakinden bahsetmiyorum, kayan kütlenin içindeki siyanür miktarını söylüyorum.” Dedi.
Erzincan’daki madende altın çıkarılan çukurun fotoğrafını da gösteren Alp burada oluşturulan her kademenin yüksekliğinin 20 metre olduğunu hatırlattı. Alp, toplamda 400 metreden yüksek olan bu yerin yetmediğini ve şirketin genişlemek için 4’ncü paketini hazırladığını söyledi.
ERZİNCAN’DA SİYANÜR ZERK EDİLMİŞ YIĞIN LİÇİ GEÇİRGEN BİR BÖLGEYE KAYDI

Whatsapp Image 2024 02 21 At 12.42.37 (3)
Alp, yine ÇED raporundan aldığı maden bölgesini de içine alan ve toprağın geçirgenliğini gösteren haritayı paylaştı ve şu ifadeleri kullandı; “ Kütle nereye kaydı geldi, en geçirimli bölgeye, üste ne damlarsa  anında altına geçer, yani bir çakıl, kum yığının üstüne bir şey döktüğünüzde hemen aşağıya iner. Önünü kapattık bent yaptık, hendek yaptı dediler doğru bunda hata yok ama yer altına akmasını önleyemezsiniz.” Dedi. 
“ZAMANINDA KARŞI ÇIKMASAYDIK MURAT DAĞI İKİNCİ BİR İLİÇ OLACAKTI”


Toplantıda Alp’tan sonra söz alan Murat Dağı Yok Olmasın Platformu Sözcüsü Funda Öz Akcura Erzincan’daki facianın fotoğrafını göstererek; “ Eğer 2019 yılında tüm bölge tek vücut olmasaydık, havamız, toprağımız, suyumuz, çocuklarımızın ve kendimizin geleceği için hep beraber mücadele vermeseydik bu maden Murat Dağı’nda, suyun göbeğine açılacaktı.  Ne zaman olacağı belli olmayan bir vakitte de bu manzarayı yaşayacaktık. Su kaynaklarımız, ormanlarımız buna dönüşecekti. Murat Dağı’nın İliç olmamasının tek nedeni sizlersiniz” şeklinde konuştu. 
UŞAK’TA ERZİNCAN’DAN DAHA BÜYÜK SİYANÜRLÜ LİÇ ALANI VAR

Whatsapp Image 2024 02 21 At 12.42.38 (1)
Uşak’ta halen faaliyetini sürdüren ve Avrupa’nın da en büyük altın madeni olma özelliğini taşıyan Kışladığ madeninde siyanürlü liç alanının durumunu soran Akçora; “TÜPRAG’ın 2013 yılından hazırladığı saha genişletme ÇED dosyası var, o dosyada diyor ki şirket Erzincan’da bu akan yer var ya, Kışladağ’ında bu akan yerin 600 milyon tona çıkması için bakanlığa başvuruda bulunulmuş ve bakanlık bunu kabul etmiş, yıl 2024. 600 milyon ton içinde ağır metallerin bulunduğu bir alan, bu alan yaklaşık 3 milyon metrekare. İliç’te kayan sahanın Kışladağ’ındaki karşılığı Cumruhiyet Mahallesi. Burada 4 milyon 8 bin ton siyanür kullandılar. Ayriyeten Kışladağ’ındaki liç alanları 120’şer metre yüksekliğinde.” İfadelerini kullandı. 
KIŞLADAĞ ALTIN MADENİ İKİ FAY HATTININ ARASINDA 
Kışladığı Altın Madeninin olduğu bölgenin Çivril Fay Hattıyla Gediz Fay Hattının arasında olduğunu söyleyen Akcura; “AFAD 2019 yılında Kütahya İl Afet Planı diye bir rapor hazırladı, bu raporda dedi ki; Kütahya ve bölgesinde Gediz Fay Hattında 7,1 şiddetinde deprem her an olabilir. Her 3 yılda bir bu bölgede 5 ve 5’in üzerinde depremler yaşanıyor ve yılın her günü bu bölge beşik gibi sallanıyor. Gediz Fay Hattını aklınızın kenarında tutun. Çivril Fay Hattı var, canlı, diri bir fay hattı, orada da deprem bekleniyor. Kışladağ Altın Madeni bu iki fay hattının arasında. İkisinin arasında olduğu için ÇED dosyasında şunu söylemişler, ikisinin arasındayız dememişler, bizim bölgemizden fay hattı geçmiyor demişler. Gediz Fay Hattı sallandığında ne olacak? O, altına serdikleri membran  buna ne kadar dayanacak? O, 120 metrelik yükseklik buna ne kadar dayanacak?  Çivril Fay Hattında deprem olduğunda buna ne kadar dayanacak? Her eşyanın bir ömrü var membranın da. 2015 yılında bu maden açıldı, 2015 yılında membranı serdiler üzerine milyonlarca ton ağır metalli toprağı yığıyorlar, bu membranın ömrü ne kadardır? 20 yılda bu ömrü doldurmuş olabilir mi? Hadi doldurmadığını varsayalım daha ne kadar ömrü kalmış olabilir? Eşyanın tabiatına aykırıdır, hiçbir şey sonsuza kadar aynı kalamaz, sen üzerine bu 600 milyon tonu yığdıktan sonra bu membrandan dayanmasını bekleyemezsin.” Dedi. 
EŞME VE ULUBEY BÖLGESİNDE YER ALTI SULARINDAKİ ARSENİK ORANI 70 İLE 700 KAT FAZLA

Whatsapp Image 2024 02 21 At 12.42.37 (2)
Uşak İl Sağlık Müdürlüğünün verilerine göre Eşme ve Ulubey bölgesinde yer altı sularındaki arsenik oranının 70 ile 700 kat fazla olduğunu ve bu verilerin 2 yıl önce Uşak Belediyesiyle birlikte yürütülen ortak su çalıştayı sonucunda ortaya çıktığını söyleyen Akcura konuşmasına şu şeklide devam etti; “ Biz bu bölgeden gelen ürünleri tüketiyoruz arkadaşlar. Şimdi bu arsenik oranının Kışladığıyla ilişkisi var mı yok mu? Bilmiyoruz. Bunun araştırılmasını istiyoruz. Biz Salihli ovasından biliyoruz. Üzüm zamanı geldiğinde binlerce üretici üzüm bağlarının üzerine sabah çiği değmesin diye örtü seriyor, neden? Çünkü Kışladığı Altın Madeni tarafından esen rüzgarın getirdiği o kirli tozumanın sabah çiğiyle beraber üzümün üzerine düştüğünde üzümü bozduğunu söylüyor ve havadan çiğden üzümü koruyor. Şimdi bunu iddia ediyorlar, ben bu iddiayı merak ediyorum. Kışladığı Altın Madeninin Salihli, Manisa ve Uşak’taki ovalarda verimin düşmesinde, ürünlerin kalitesizleşmesinde, yeterli ürünün üretilmemesinde parmağı var mı yok mu? Ben bunun cevabını istiyorum” 
“ALTIN MADENİNDEN ZARAR GÖRMEK İÇİN ‘İLİÇ’  GİBİ BİR FACİANIN YAŞANMASI GEREKİR Mİ?”
Geçen ay Uşak Karacahisar köyünde kuraklık yüzünden toprak kayması olduğunu hatırlatan Akcura Kışladağ Altın Madeninin Uşak’ın kullandığı suyun tamamını tek başına kullandığı yönünde bir iddianın ortaya atıldığını ifade etti. Bunu kesin olarak bilmemekle beraber altın madenciliğin fıtratında suyu kullanmak olduğunu ve madenlerin çok sağlam su kullandığını bildiğini ifade eden Akcura; “ Kışladağ Altın Madeni Uşak’ın kullandığı suyun ne kadarını kullanıyor ve bunun karşılığında herhangi bir bedel veriyor mu? Ben çeşmemi açtığımda akan suyun parasını ödüyorum. Kışladağ bunun parasını ödüyor mu, ödemiyor mu? Bu soruları düşündüğümüzde Kışladağ hakkında sorulması gereken pek çok soru var. Acaba biz burada İliç gerçekleşmeden bir altın madenin yarattığı bütün olumsuzluklar 20 yıldır yaşıyor muyuz yoksa? Bu yüzden de özelde Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ve İl Sağlık Müdürlüğü olmak üzere ilgili tüm kurumlara soruyoruz;  Kışladığı Altın Madeniyle ilgili tahlil, denetim, raporlar başta olmak üzere tüm veriler acilen kamuoyuyla paylaşılmalı. Geçmişe yönelik olanların hepsi paylaşılmalı bundan sonrakiler de düzenli bir şekilde paylaşılmalı. Bu denetimler geçen 20 yılda hangi periyotlarla yapıldı? Bu denetim sonuçları nelerdir? Olumsuz bir şey çıktımı? Çıktıysa madene nasıl bir yaptırım yapıldı? Bunların bize anlatılması lazım. Eğer bir sorun çıktıysa bu sorun nasıl çözüldü? Gerçekten çözülebildi mi? Bunların bize anlatılması lazım.” Dedi. 
“BÖLGEDE ARTAN KANSER OLAYLARININ KIŞLADIĞI İLE BİR BAĞLANTISI VAR MI?”

Whatsapp Image 2024 02 21 At 12.42.37 (1)
Akcura bu soruların geçen yıl Murat Dağı’nda yapılması planlanan madene karşı yürüttükleri mücadele olduğu gibi yetkili kurumlara dilekçeyle birlikte topluca sorulması gerektiğinin altını çizdi. Bu bölgede artan kanser olaylarının Kışladığı ile bir bağlantısı olup olmadığını da soran Akcura; “ Tamam, masumsa amenna, ama eğer benim yanımdaki, yöremdeki insanların canına mal olduysa, yarın öbür gün de bedeli ben olacaksam, Kışladağ bunun bedelini ödemek zorunda?
“MURAT DAĞI MADENLERE KAPALI YAŞAM ALANI İLAN EDİLMELİ”
İlgili bakanlıklardan bir taleplerinin olduğunu söyleyen Akcura taleplerini şu şekilde dile getirdi; “ Yaşama düşman vahşi bir işlem olan siyanürlü altın madenciliği yasaklanmak zorunda. Başta tarım ve su havzaları olmak üzere kritik öneme sahip bölgelerdeki altın madenleri kapatılmakla yetinilmemeli, sırada bekleyen ruhsatı olanların da ruhsatları iptal edilmeli. Başta Murat Dağı ve Eğrigöz olmak üzere buradaki ruhsatların iptal ettirilmesi yetmez, bir daha Murat Dağı’na gelemesinler diye Murat Dağı’ndaki bütün ruhsatlar iptal edilmeli, Murat Dağı madenlere kapalı yaşam alanı ilan edilmeli.”
Akcura, Avrupa Parlamentosunun 2010 yılında Avrupa’da topraklarında siyanürle  altın madenciliğinin yasaklanması kararı aldığını da hatırlattı. 

 

Muhabir: Zülal Karadedeli