Genel

Uşak Ayakkabıcılar Çarşısı bugünkü duruma nasıl geldi?

Uşak’ta önümüzdeki günlerde yıkımı tasarlanan Ayakkabıcılar Çarşısı’nın kendine has bir kültürü vardı. Kültür yok olunca çarşı da yok olma raddesine geldi.

Abone Ol

Uşak’ta son günlerini yaşayan Ayakkabıcılar Çarşısı’nın nasıl oluştuğuna dair bazı bilgiler derledik. Bölgedeki ileri yaştaki esnafın aktardığına göre, Uşak Ayakkabıcılar Çarşısı, kurulduğu ilk yıllarda esnafın pek ilgisini çekmedi. Uşak’ın il olduğu 1953’ten sonra yapılan Uşak Ayakkabıcılar çarşısı, önceleri Ulu Camii ve Burma Camii’nin arasındaki bölümde küçük küçük dükkanlar olarak bulunuyordu. Rıza Salıcı döneminde planlanan Uşak Ayakkabıcılar Çarşısı, kentin il olmasıyla birlikte yapıldı ve buraya esnafların gelişi de o dönemde hazırlanan ve bir türlü hayata geçmeyen yer altı çarşısı projesiyle mümkün oldu.

Projenin tamamlanması, 1955’te seçilen Demokrat Partili Hakkı Yağcı döneminde gerçekleşti. Hakkı Yağcı’nın bir gecede Ulu Camii’nin bulunduğu bölgedeki barakları yıktırmasıyla Ayakkabıcılar Çarşısına geçişin sağlanırken, bunun sebebinin bugün kentin hafızası haline gelen bölgenin o dönemde pek cazip olmaması gösteriliyor. Bugün Nuri Şeker Caddesi’nin bulunduğu spot beyaz eşya satanların yer aldığı bölümdeki esnaf da zaman içinde çarşı içine doğru taşınmaya başlarken, yıllar önce fayton pazarı olan kısımdaki demirci esnafının bir bölümü de Ayakkabıcılar Çarşısında yerine alıyor.

O dönede 25’er bin liraya paylaşılan dükkanlarda, bugünkü gibi fabrikasyon ayakkabı satılmıyor. Ayakkabıcılar kendi el emekleri ve maharetleriyle kişiye özel ayakkabı yapıyorlardı. Kendi el emekleriyle yaptıkları ayakkabıları, tabakhanede üretilen deriyle oluşturuyorlar ve kent ekonomisine katkı sağlıyorlardı.

SAAT 12 İLE 13 ARASINDA İŞLER DURUYORDU

Uşak Ayakkabıcılar Çarşısı’ndaki yok olan bir gelenek de saat 12 ile 13 arasında işlerin durmasıydı. Sabah namazında açılan dükkanlar, öğlen saatine kadar çalışıyordu ve dönemin belediye başkanı ve idarecilerinin yönlendirmesi ve esnaflık kültürü gereği, öğlen saatlerinde esnaf, hep birden eve gidiyordu. O dönemde eve giden esnaf, dükkanına kilit vurmaz ve yemeğini yedikten sonra tekrar işinin başına dönerdi.

GELENEKLER YOK OLDU VE ÇARŞI DA BUGÜN YOK OLMAK ÜZERE

Ayakkabıcılar Çarşısı’nda zamanla gelenekler yok oldu ve el yapımı ayakkabının yerini, fabrikasyon ve suni deri ayakkabı aldı. Tabii hal böyle olunca tabakhane esnafı da ürünleri daha yoğun bir şekilde dışarıya satmaya başladı. Dışarıya mal satan tabakhane esnafının bir bölümünün parasının batması ve bununla paralel işletmesinde işlerin sekteye uğraması da gelenekselliğin bozulmasıyla eşgüdümlü oldu. Gelenekler yok olunca, öğlen saatlerindeki yemek molaları da bitti ve zaman içinde zaten güven duygusu da körelip gitti. Geleneklerin bittiği ayakkabıcılar çarşısı, bu özelliğini yitirdiği için şimdi kötü görünüme sahip ve kent merkezinden temizlenmesi gereken bir nokta olarak görünüyor.

HABER / ALİ ARASLI