Uşak Bilim ve Tıp Merkezi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Ali Karaoba, miyomlar için uyarıda bulundu. Karaoba, “Eğer kitle büyükse veya rahim dokusu tam olarak seçilemiyorsa herhangi bir karışıklığa yol açmaması adına MR çekilebiliyor. MR görüntüleme yöntemiyle yumuşak dokularda detaylı bilgi alınabiliyor. Miyomların pek çoğu herhangi bir belirti veya şikayete yol açmaksızın, rastlantısal olarak tespit edilirler. Böyle miyomlarda genellikle herhangi bir tedavi verilmeksizin miyom periyodik olarak takip edilir” dedi.
Uşak Bilim ve Tıp Merkezi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Ali Karaoba, miyomlar için uyarıda bulundu. Karaoba, miyomun günümüzde en çok karşılaşılan kadın hastalıklarından biri olduğunu ifade etti. Karaoba, “Günümüzde en sık rastlanılan kadın hastalıklarından biri olan miyomlar, rahmin kas tabakasından kaynaklanan selim tümörlerdir. Miyomlar ergenlik-genç erişkinlik döneminde nadiren ortaya çıkıyor; 30 ila 40 yaş arasındaki kadınlarda daha çok görülmektedir. Genel olarak hormonel durumlardan etkilendiği bilinen miyomlar, menopoz sonrası dönemde küçülme eğiliminde olmakla beraber, menopoz sonrası büyüyen myomların habis (kötü huylu) dönüşüm açısından takibe alınması gerekebiliyor. Neyin sebep olduğu bilinmemekle birlikte miyomların 1000’de 1 ‘inde habisleşme (kanserleşme) olasılığı bulunabiliyor” dedi.
Karaoba, “Miyomların büyük bir kısmı hastalarda herhangi bir bulgu ve şikâyete sebep olmaz. Ancak bir kısmında anormal kanamalar, rahatsız edecek derecede ağrılı ve kanamalı regl dönemleri, sırt ağrısı ve ağrılı cinsel birleşme gibi bir takım belirtilere rastlanabilir. Bunun yanı sıra, kimi miyomlar kitle etkisiyle mesane üzerinde baskı yaparak mesanenin genişlemesini engeller ve hastanın sık tuvalete çıkmasına neden olabilir. Yine aynı şekilde yaptığı baskı sonucunda makata baskı sürekli bir tuvalet ihtiyacı varmış hissine yol açabilir. Miyomlardaki en büyük sorunlardan biri de rahmin içindeki kitle gibi davranışlar sergileyerek gebeliğe engel olmalarıdır. Özellikle rahmin iç yüzeyine yakın olan miyomlar, sperm ve yumurtanın birleşiminden oluşan zigotun tutunacağı uygun alanı bozabilirler.Bunların yanı sıra, periyodik sağlık kontrollerinin atlanması sebebiyle farkında olunmayan bir takım miyomların büyümesi nedeniyle karnın alt bölümünde ele gelen bir kitle de miyom belirtisi olabilmektedir” ifadesini kullandı.
“Miyomlar genellikle rutin jinekolojik muayeneler sonucunda ortaya çıkar, fakat kesin tanısı için hekim tarafından hastanın öyküsü alınarak muayenesi yapılır. Fizik muayene ile birlikte yüksek çözünürlüğe sahip ultrasonlardan faydalanılarak kitle tespit edilebiliyor” diyen Karaoba, şöyle konuştu: “Eğer kitle büyükse veya rahim dokusu tam olarak seçilemiyorsa herhangi bir karışıklığa yol açmaması adına MR çekilebiliyor. MR görüntüleme yöntemiyle yumuşak dokularda detaylı bilgi alınabiliyor. Miyomların pek çoğu herhangi bir belirti veya şikayete yol açmaksızın, rastlantısal olarak tespit edilirler. Böyle miyomlarda genellikle herhangi bir tedavi verilmeksizin miyom periyodik olarak takip edilir. Bunun dışında tespit edilen miyomlar bir takım belirtilere yol açıyorsa bir takım tedaviler uygulanabilmektedir. Tedavi, genel olarak, cerrahi yöntemlerle uygulanmaktadır. Ameliyat kararı hastanın yaşı, şikayetleri, miyom sayısı ve yerleşimi ile hastanın çocuk sahibi olup olmadığına göre verilir ve ameliyatın kapsamı belirlenir. Miyom ameliyatları iki şekilde yapılabilir birinci seçenek miyomun çıkarılması şeklinde yapılır. Hastanın çocuğu yoksa ve gelecek dönemlerde çocuk sahibi olmayı düşünüyorsa, başka bir miyom çıkana kadarki sürede çocuk sahibi olabilmesi adına rahim fonksiyonun devam etmesi için miyomun çıkarılması işlemi uygulanmaktadır. İkinci seçenek ise rahimin tümüyle çıkarılması şeklinde gerçekleştirilir. Miyomlar rahim tarafından çok sık üretilen tümörler olduğu için eğer hastanın çocuğu varsa ve başka çocuk doğurması söz konusu değilse 40’lı yaşlardan sonra rahmin tekrar miyom üretmemesi adına alınması tavsiye edilebilir.” REYHAN BÜŞRA ARDAÇ