Kaya, çocuklarda eklem romatizmasının teşhisinde ilk görevin ebeveynlere düştüğünü belirterek “Anne babalar bazen çocuklarındaki eklem ağrılarını ‘büyüme ağrısı’ olarak düşünüp çocuğun gelişiminin doğal bir süreci olarak görebiliyor. Ancak her eklem ağrısına ‘büyüme ağrısıdır’ demek doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü eklem romatizmasında erken teşhis, hastalığın tedavisinde çok büyük önem taşımaktadır” dedi. Kaya, 12 Ekim Dünya Artrit Günü kapsamında yaptığı açıklamada, çocuklarda eklem romatizmasını anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Kaya, “Çocuğunuzun yürüyüşünde aksama ya da bozulma, eklemlerinin simetrik görünümünde farklılık, şişlik ve kızarıklık görüyorsanız bu sorunun altında eklem romatizmasının olabileceği ihtimalini göz ardı etmemelisiniz. Zira ‘çocuklarda eklem romatizması’ gerek dünyada gerekse ülkemizde toplumsal farkındalığın az olduğu hastalıklar arasında yer alıyor. Bu nedenle, eklem iltihabına (artrit) yönelik farkındalığı artırmak amacıyla tüm dünyada 12 Ekim Dünya Artrit Günü kapsamında etkinlikler gerçekleştiriliyor. Eklem ağrısından başka diğer tipik bulgular; eklem şişliği ve o eklemin hareketlerinde kısıtlılık yaşanmasıdır. Özellikle küçük çocuklarda, eklem ağrısı olmadan da topallama ve hareket kısıtlılığı fark edilebilir. Bir çocukta eklem romatizması varlığından söz edebilmek için, bu durumun en az 6 haftadır devam ediyor olması ve bu iltihaba neden olabilecek enfeksiyon, travma ve kan hastalıkları gibi diğer nedenlerin olmadığını göstermemiz gerekmektedir.” İltihabi eklem romatizmasının, otoimmün bir hastalık olduğunu, otoimmün hastalıkların, bağışıklık sisteminin kendi dokularına karşı reaksiyon göstermesi ve ilgili dokuda iltihabi bir yanıta neden olması sonucunda ortaya çıkan hastalıklar olduğunu belirten Doç. Dr. Ferhat Demir “Bu hastalıkta, bağışıklık sistemi hücrelerimiz stress-travma ya da enfeksiyon gibi bir tetikleyici ile aktifleşmekte, eklemlerimizi saran sinovya adını verdiğimiz zara saldırarak sıvı üretimi ve iltihabi bir tabloya sebep olabilmektedir” dedi.
Her yıl 1500 çocukta artrit görüldüğünü belirten Kaya, “Hastalığın erken tanınması, izleminde etkin ve yerinde tedavi ile; eklemdeki ödemin-iltihabın hızlı bir şekilde yok edilerek ilgili ekleme zarar vermesi engellenebilir. Hastalığı hızlı ve etkin bir şekilde kontrol altına alınmış çocuklarda, hastalığa bağlı riskler azalmakta, ilerki dönemlerde tedaviler daha kolay kesilebilmektedir” dedi. Kaya, hastalığa bağlı gelişebilecek en önemli riskin; tedavisiz kalmış ya da tedavisi gecikmiş çocuklarda uzun dönemde ilgili eklemde hareket kısıtlılığı ve o eklemin hareket kabiliyetini kaybetmesi olduğunu vurguluyor.
Çocukların genellikle, eklem ağrısı ve şişliği belirgin artıp günlük aktivitelerini engelleyecek düzeye çıkmadıkça ailelere şikayetlerini söylemeyebildiklerine dikkat çeken Kaya, “Ailelerin gözlemi, bu açıdan büyük önem taşımaktadır. Çocuklarımızın yürüyüşünde bozulma, aksama; eklemlerin simetrik görünümünde farklılık, şişlik, kızarıklık gibi bulgular ailelerimizi alarma geçirmelidir. Eklem ağrısından yakınan her çocuğa “büyüme ağrısıdır” demek de çok doğru bir yaklaşım değildir. Eklemlerde şişlik, tutukluk ve ağrı şikayetleri olan çocukların ilk başvuru noktası ortopedi poliklinikleri olabilmektedir. Ortopedik bir neden düşünülmediği takdirde, bu çocukların erken dönemde çocuk romatolojisi poliklinik değerlendirmelerinin yapılması, tanı ve tedavide gecikmeyi engelleyebilir” dedi. BERKAY ÖZYAYLA