Genel

Uşak Göğem’de yetişen yaban mersini tam olarak değerlendirilemiyor

Yaban mersininin bir diğer adının Uşak’ın Göğem köyünde yetişen “Gövem Eriği” olduğunu belirten UTKGD Başkanı Mehmet Keyvanoğlu, “Kırlarımızda bolca yetişmektedir ve buna rağmen şifa kaynağı olarak tam anlamıyla değerlendirilmiyor” dedi.

Abone Ol

Uşak Tanıtım ve Kültür Gönüllüleri Derneği Başkanı Mehmet Keyvanoğlu, sağlık için yararları olan yaban mersininin Uşak’ın Göğem köyündeki kırlarda bolca yetiştiğini ifade etti. Yaban mersininin Uşak’ın Göğem köyünde “Gövem Eriği” olarak adlandırıldığını kaydeden Mehmet Keyvanoğlu, “Yaban mersini, Uşak’ın keşfedilmeyi bekleyen gizli bir hazinesidir. Kırlarımızda bolca yetişmektedir ve buna rağmen şifa kaynağı olarak tam anlamıyla değerlendirilmiyor” dedi.


Keyvanoğlu, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebru Yaşa Kafkas’ın açıklamaları da paylaştı. Yaban mersiniyle ilgili haberi paylaşan Keyvanoğlu, “Uzmanlar Gövem eriğinin değerini anlatıyorlar. Bizler de yaban mersini olarak da bilinen meyvenin kıymetini anlatacağız ve bu sayede ilimizin de tanıtımına katkı sağlayacağız” dedi.

YABAN MERSİNİN YARARLARI NEDİR?
Öte yandan Prof. Dr. Ebru Yaşa Kafkas, yaban mersininin yararlarını şöyle ifade ediyor:
“Adeta sağlık iksiri olarak tanımladığımız bu meyvenin kalp ve kanser hastalıklarını önlediği, Alzheimerı geciktirdiği, hafıza kaybını önlediği, sakinleştirici özelliğe sahip olduğu epidemiyolojik olarak yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır. Ancak burada önemli nokta mavi yemişin olumlu etkilerine ait bulgular en az 6 ay ya da 1 yıl gibi her gün bir bardak olacak şekilde düzenli olarak bu meyveyi tüketen kişilerde tespit edilmiştir. Mavi yemişin üreticiler açısından popüler hale gelmesinin nedeni yüksek gelir getirmesidir. Kısa zamanda yatırım masraflarını karşılar. Farklı yetiştirme teknikleri ile yetiştirilebiliyor olması da bir avantaj sunuyor. Karadeniz gibi asidik topraklarda doğal olarak direkt toprakta, Akdeniz gibi yüksek pH'a sahip topraklarda topraksız kültürde, hem açıkta hem örtü altında yetiştirilebilir. Ova ve yayla bölgelere de uygun çok sayıda çeşit zenginliği vardır. Ancak doğru çeşidi doğru yöntemle kullanmak çok önemlidir. Dolayısıyla ülkemizin 7 bölgesinde yetiştirilme potansiyeline sahip bu besinin yetiştiricilik talebi böyle artmaya devam ederse bu yıl 10 bin ton üretim, ilerleyen yıllarda ise 100 bin ton üretim hedefine ulaşabiliriz."