Uşak Kanserle Savaş Derneği Başkanı Mehmet Kurnaz, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Kanser, dünyada sebebi bilinen ölümler sıralamasında kalp ve damar hastalıklardan sonra ikinci ölüm sebebi olması açısından önemli bir sağlık problemi olup toplumlarda ciddi sosyoekonomik yüke yol açmaktadır. Akciğer kanseri, dünya çapında çok sayıda ölüme neden olan önemli bir halk sağlığı sorunudur. Dünya Sağlık Teşkilatı(DST), 2020 Kanser Görülme Sıklığı ve Ölüm Oranı Tahminlerine göre, dünya genelinde erkekler arasında en sık görülen kanser türü akciğer kanseri iken kadınlarda 3. sırada yer almaktadır. 2020 yılında dünyada 2.2 milyon yeni vakanın ortaya çıktığı ve Akciğer kanserine bağlı 1.8 milyon ölümün gerçekleştiği tahmin edilmektedir. Gelişmiş ülkelerde son dönemde sigara içme oranındaki düşüşe bağlı olarak bu oranın azaldığı gözlenmektedir. Türkiye Kanser İstatistikleri Raporuna göre, Türkiye’de erkeklerde en sık görülen kanser türü akciğer kanseri iken kadınlarda akciğer kanseri 5. sırada yer almaktadır. Ülkemizde erkeklerde tütüne bağlı kanserler önemini korumaya devam etmektedir. Ancak son yıllarda kadınlarda da akciğer kanseri görülme sıklığında artış söz konusudur. Hastalık 40 yaş üstü bireylerde daha sık görülmektedir ve genellikle ileri evrelerde teşhis edilmektedir. Ülkemizde vakaların %19,4’ü lokalize evrede saptanmışken %27,9’unun bölgesel, %52,7’sinin ise uzak yayılım grubunda olduğu tespit edilmiştir.”
YILDA 110 BİN KİŞİ BU YÜZDEN HAYATINI KAYBEDİYOR
“Akciğer kanseri, görülme sıklığının fazla olması, teşhis ve tedavisinin yüksek tıbbi teknolojiler gerektirmesi ve ek sağlık hizmetlerine duyulan ihtiyaç sebebi ile dünyada önemli bir sağlık yükü oluşturmaktadır” diyen Mehmet Kurnaz, şöyle konuştu:
“Pek çok toplum için bu kanser türünden sorumlu en önemli etken tütün kullanımıdır. Nitekim tütün tüketimindeki azalmayla akciğer kanseri görülme sıklığı da azalmaktadır. ülkemizde görülen akciğer kanserlerinin %90’ı sigara kullanımına bağlı ortaya çıkmaktadır. Etkin bir tütün kontrolü sağlandığında akciğer kanserleri dahil olmak üzere tütün kullanımına bağlı her yıl yaklaşık 110.000 ölüm önlenebilecektir. Bu doğrultuda, tüm dünyada başarı örneği olarak öne çıkan “Ulusal Tütün Kontrol Programı” ile toplumdaki tüm bireylerin, tütün ürünlerinin sağlık, ekonomik, çevresel ve sosyal zararlarından korunması hedeflenmektedir. Akciğer kanserlerinin yaklaşık %90’ı tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı ile oluşmaktadır. Dolayısıyla sigara içiminin engellenmesiyle akciğer kanserlerinin %90’a kadar önlenebileceği tahmin edilmektedir. Akciğer kanseri için diğer risk faktörleri arasında; pasif içicilik (sigara), akciğer kanseri yönünden aile öyküsünün varlığı, bazı vitaminler, radon/asbest gibi kimyasallara maruziyet, arsenik gibi endüstriyel ürünlere maruziyet, radyasyon maruziyeti, bazı organik kimyasallar, hava kirliliği, HIV enfeksiyonu ve tüberküloz yer almaktadır. Bu etkenlerden bazısı kaçınılabilir risk faktörleri (tütün ve tütün ürünleri kullanımı gibi) iken bazısı değiştirilemez risk faktörüdür (ailesel akciğer kanseri öyküsünün varlığı gibi). Sigara içme öyküsünden bağımsız olarak akciğer kanseri ile ilişkili olabilecek semptomlara sahip (uzun süren öksürük, kanlı balgam çıkarma, göğüs ağrısı, nefes darlığı, kilo kaybı gibi) ya da diğer risk faktörlerine maruz kalan (mesleki ve çevresel kanserojenler, aile öyküsü, radon gazı, pasif sigara içiciliği, göğüs bölgesine radyoterapi) vatandaşlarımızın bir Göğüs Hastalıkları hekimine başvurmaları ve akciğer kanseri konusunda bilgi sahibi olmaları çok önemlidir.”
Kurnaz, “Akciğer kanserinin tedavi yöntemleri konusunda da ülkemizde ve dünyada hızlı gelişmeler yaşanmaktadır. Cerrahi tedavi, geleneksel kemoterapi ve radyoterapi uygulamalarının yanında halk arasında akıllı ilaç olarak bilinen hedefe yönelik tedaviler ve bağışıklık sistemi kontrol noktaları üzerinden etki gösteren immünoterapi ile ileri evrede tanı alan hastalarda dahi yüz güldüren sonuçlar elde edilebilmektedir. Akciğer kanserinde artık bireyselleştirilmiş tedaviden bahsedilmektedir. Toplumsal ve bireysel farkındalık ile akciğer kanseri sıklığının azaltılabileceği unutulmamalıdır” diye konuştu.