Genel

Uşak Türk Sağlık Sen: Çocuklarımızın maruz kaldığı kötü olaylar nedeniyle en ağır ceza verilmeli

Türk Sağlık Sen Uşak Şube Başkanı Mehmet Özkuk, sendikasının Başkanlar Kurulu toplantısının sonuç bildirisini paylaştı. Son dönemlerde işlenen cinayetlerle ilgili konuşan Özkuk, “Geleceğimiz gençlerin ve çocuklarımızın maruz kaldığı kabul edilemez olaylarla ilgili en ağır cezaların verilmesi bir zarurettir” dedi.

Abone Ol

Türk Sağlık Sen Uşak Şube Başkanı Mehmet Özkuk, sendikasının Başkanlar Kurulu toplantısının sonuç bildirisini paylaştı. Özkuk, “İsrail’in Filistin ve Lübnan’daki soykırımını telin ediyor ve sözde batı medeniyetin bu vahşeti desteklemesi ile bir kez daha gerçek yüzünü tüm insanlığına gösterdiğini ibretle görüyoruz. Tarih sahnesinde var olduğundan beri mazlumların yanında olan Türk milleti ve devletinin her bir masum can için yürüttüğü çabaları destekliyoruz. Ülkemizde son dönemde yaşanan, toplumun dengesini bozan ve insanımızın ruh dünyasını sarsan vahşi cinayetler ve saldırılar karşısında kelimeler kifayetsiz kalmaktadır. Geleceğimiz gençlerin ve çocuklarımızın maruz kaldığı kabul edilemez olaylarla ilgili en ağır cezaların verilmesi bir zarurettir. Meselelerin sosyolojik tahlillerini yaparak geleceğimizi kurtarmak adına eğitimden, sağlığa, kültürel ve toplumsal yaşama kadar her bir alanda çalışmalar yapılmalıdır. Ülkemizde yeni Anayasa tartışmalarına karşı temel bakışımızın özgürlüklerin, Türk milleti ve devletinin hassasiyetleri dikkate alınarak daha fazla yer aldığı sivil bir anayasa olduğu açıktır. Bu anlamda yaşanan tartışmaları dikkatle takip ediyor Anayasanın ilk 4 maddesinin kırmızıçizgimiz olduğunu ilan ediyoruz. İlk 4 madde dışında Anayasa’nın 42. maddesinde ‘Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez…” hükmü ile Anayasanın 66 maddesinde yer alan Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür ifadelerini geleceğimizin teminatı ve milli kimlik açısından kuşatıcı ve kapsayıcı görüyor ve tartışmalardan uzak tutulması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. 
“Meslek sendikacılığı ve kurum sendikacılığıyla kamu sendikacılığına zarar verilmesini,  sendikal mücadelenin parçalara ayrılarak güçsüzleştirilmesini ve sendikal çalışmaların promosyon girdabına mahkum edilmesini görüyor ve uyarıyoruz. Yeni Anayasa konusunun tartışılmaya açıldığı, TBMM’nin de yasama faaliyetlerine başladığı şu günlerde günümüz ihtiyaçlarına cevap vermekten uzak kalan , yeni gelişen süreçlerdeki durumları karşılayamaz halde olan 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu ve Devlet Memurları Kanunu’nun sosyal taraflarla birlikte yeniden  ele alınarak çalışma hayatı ile ilgili olumlu düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz” diyen Özkuk, şöyle devam etti: “Birinci derecedeki memurlara 3600 ek gösterge verilmesi, yardımcı hizmetler sınıfının genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmesi ve 2014 yılı sonrasında mezun olan sağlık çalışanlarına lisans tamamlama hakkı verilmesi gibi meselelerinde bu yasama döneminde TBMM’de çözülmesini talep ediyoruz. Hayat pahalılığı ve enflasyon karşısından kamu çalışanlarının alım gücünü yükseltmek için Türkiye Kamu-Sen’in elzem gördüğü ve uzun bir süredir dile getirdiği Ek Zam ve Refah Payı talebi en kısa sürede hayata geçirilmelidir. Çalışanların aleyhine olan enflasyona bağlı maaş artışı politikası terk edilmelidir. Bu taleplerimizin ısrarlı takipçisi olmaya devam edeceğiz”.
Özkuk, şöyle devam etti: “Vergi ve bayram ikramiyesi gibi kamu çalışanlarının açıkça mağdur edildiği her düzenlemenin yeniden ele alınarak değerlendirilmesi ve kamu çalışanlarının uğradıkları haksızlıkların sonlandırılması temel isteğimizdir. Vergide az kazanandan az çok kazanandan çok vergi tahsili ve kamu çalışanlarının vergilerinin %15’e sabitlenmesi, dini bayramlarda memurun yüzünü güldürecek ikramiye ödemelerinin yapılması isteğimizdir. Sorunları çözmede en önemli meselenin sosyal taraflarla bir araya gelerek değerlendirmeler yapmak ve çözüm önerileri ortaya koymak olduğunu ifade ediyor Sağlık çalışanlarının sorunlarının görüşmek üzere Sağlık Bakanlığı tarafından tüm sosyal taraflarında katılacağı bir “Sağlık Şurası” düzenlenmesini bekliyoruz. Yeni dönemde çalışanları önceleyen bir yaklaşım ifadelerinin ancak böyle bir araya gelme ile daha anlamlı kılınacağını ve çalışanları için ümit barındıracağını ifade ediyoruz. Sağlık çalışanların temel beklentisi ve bizimde uzun zamandır dile getirdiğimiz tek kalem maaş politikası hayata geçmeli, çalışanlar ay sonunda ne kadar ücret alabilecekleri öngördükleri bir sisteme kavuşmalıdırlar. Bu sistem sağlanana kadarda taban, teşvik ve destek ödemeleri arttırılmalı, adil ve hakkaniyetli bir paylaşım sağlanmalıdır.”