- “Arazide gezerken kuşlarla, çiçeklerle, taşlarla muhabbet ediyorum”
- “Her merak edişimde bir basamak daha yukarı çıktım”
- “Tırnak ucu kadar bir taş alayım, o taşın nereden koptuğunu elimle koymuş gibi bulurum”
- “Değerli taş konusunda Dünya, Avrupa bizden 10 adım önde, ben hep yabancılardan bilgi alıyorum”
- “Rokcy Dağlarında çıkan Aqua Marine taşı Uşak’ta da var”
Kendisini normal bir insan olarak niteleyen Yıldız kardeşlerini okutmakta zorluk çeken babasına yardım etmek için liseyi bıraktı ve çalışmaya başladı. Ecza depolarında 25 yıl çalışan Yıldız sonrasında güvenlik işine girdi. Tatili olmadığı için araziye çıkamaması sebebiyle güvenlik işini bırakan Yıldız 5 aydır bir fabrikada işçi olarak çalışıyor.
“ARAZİDE GEZERKEN KUŞLARLA, ÇİÇEKLERLE, TAŞLARLA MUHABBET EDİYORUM”
Boş zamanlarında bisikletle kilometrelerce uzaklıktaki yerlere geziler düzenleyen Yıldız bisikletle çıkamayacağı yerlere yürüyerek devam ediyor. Günlük 35-40 kilometre yürüdüğünü kaydeden Yıldız; “İnsan alışıyor, çarşıya çıktığımda kalabalığın içinde kendimi yalnız hissediyorum, insanlarda selamlaşma yok, güler yüz yok, herkesin elinde bir telefon millet sağında solundaki insanları görmüyor artık. Arazide gezerken kuşlarla, çiçeklerle, taşlarla muhabbet ediyorum. Geçenlerde dere kenarında gidiyorum bir ses geldi, çırpınma sesi ben onu balık zannettim bir baktım büyük bir kertenkele, serpme oltayı unutmuşlar hayvan da gelmiş ona takılmış, kurtulamamış, her tarafı yara olmuş. Sırt çantam tam tekmildir, her şey vardır, hemen onu makasla keserek kurtardım, oksijenli su, tentürdiyot, güzel bir pansumandan sonra sevdim onu, kayanın üstüne koydum fotoğrafını çektim hadi dedim sen kendi yoluna ben kendi yoluma ama hayvan benden ayrılmak istemedi beni takip etmeye başladı. Ben inanıyorum insan iyice adapte olduğu zaman Allah onu insanın gönlüne koyuyor, Süleyman A.S. hayvanlarla konuşuyordu ya o bir ilimdi. Allah beni de buraya bunun için gönderdi diyorum bu hayvanı kurtarmak için ” dedi.
“HER MERAK EDİŞİMDE BİR BASAMAK DAHA YUKARI ÇIKTIM”
Türkiye’de bir çok dağa çıktığını Uşak’ta ise adım atmadığı yer kalmadığını, Uşak’a gelen binlerce dağcıya rehberlik yaptığını söyleyen Yıldız değerli taşlara karşı ilgisini nasıl başladığını şu şekilde anlattı ; “ Benim bir özelliğim vardır her gittiğim bölgede çıktığım zirvedeki son taşı alırım, mesela kaz dağlarının en yüksek zirvesindeki sivri kayanın ucunu aldım. Onları aldıktan sonra not tutuyorum, tarihini, taşın özelliğini yazıyorum. Ondan sonra bu taşları incelemeye başladım incelediğim taşların hangi minerallerden meydana geldiğini araştırmaya başladım. Bir gün ileme çok güzel bir taş denk geldi akik olması lazım andan tespih, kolye güzel şeyler çıkmaya başladı. Sonra ben bu taşı aldım incelemeye başladım şimdi kitap falan yok internete yazıyorsun çıkıyor karşına, o taş hakkında bilgiler edinmeye başladım ondan sonra ben nereye gidersem gideyim artık taş arıyorum, araştırmaya girdikçe merak başladı, her merak edişimde bir basamak daha yukarı çıktım. Başka ülkelerdeki mineralleri, madenleri araştırmaya onlarla ilgili videolar izlemeye başladım. Bunları izledikçe orada olanlar neden bizim ülkemizde de olmasın diye düşündüm ve gördüm ki oradaki taşların birçoğu Uşak’ta var ama kimse bilmiyor, araştırılmamış.”
“TIRNAK UCU KADAR BİR TAŞ ALAYIM O TAŞIN NEREDEN KOPTUĞUNU ELİMLE KOYMUŞ GİBİ BULURUM”
Taşlarla ilgilenirken onların hangi minerallerden oluştuğunu araştırmaya başladığını anlatan Yıldız; “ Örneğin Pirit, pirit sahte altın diye geçiyor. kökü ne? Maden cevheri, nerelerde bulunur? Bakır’ın bulunduğu yerlerde. Azurit’i doğal olarak bulamazsınız, Azurit’i bulmanız için bakır maden cevherinin bulunduğu bir damarı bulmanız gerekir. Malakit dediğimiz bir malzeme var Azurit ile birlikte aynı yerde bulunur, Kuvars taşı, hepsi ayna yerde. Özellikle nehir yataklarından tırnak ucu kadar bir taş alayım o taşın nereden koptuğunu elimle koymuş gibi buluyorum. Ama bunun için bazen kilometrelerce yürüyorum” şeklinde konuştu.
“DEĞERLİ TAŞ KONUSUNDA DÜNYA, AVRUPA BİZDEN 10 ADIM ÖNDE, BEN HEP YABANCILARDAN BİLGİ ALIYORUM”
Değerli taşların ilk bakışta anlaşılamayacağını aktaran Yıldız konuyla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı ; “Bir şeye benzemez bakar geçersin, elmas da öyle ben şuraya bir elmas koyacağım kimsenin dikkatini çekmez bilemez, Yakut’u kimse bilmez, bende Zümrüt var şuraya bırakayım kimse bilmez, bizim insanımız bilmiyor. Bu konuda Avrupa, Dünya bizden bizden 10 adım önde. Ben hep yabancılardan bilgi alıyorum. Örneğin bir taşı temizlemek için bir çok yöntem denedim ana bir türlü başaramadım Amarikalı biri vardı yazdım kendisine hem de Türkçe, o da bana cevap yazdı kendim iki üç de formül kattım, millet hani asit yapıyoruz falan filan… Soda ya soda, hepsi bu mu dedim, bu dedi, hepsini pırıl pırıl yapıyor. Daha sonra bu taşların koleksiyonerlerini, tutkulu olanlarını öğrendim, bir hastalık. Nasıl bir adam nasıl iş çıkışı yada evden kahvehaneye gidip saatlerce okey oynuyorsa ben de hafta sonlarını, tatillerin gelmesini dört gözle bekliyorum. Özellikle dağda kazarken acaba ne çıkacak, o kadar zevkli oluyor ki ..”
“ROKCY DAĞLARINDA ÇIKAN AQUA MARİNE TAŞI UŞAK’TA DA VAR”
Sırt çantasına koyduğu ve 50-60 kilo gelen taşlarla yüksek dağlardan, vadilerden geçtiğini anlatan Yıldız ; “ Canım çıkıyor, belim başım kalmıyor ama bırakamıyorum ki, dahası çantanın kenarları ceplerimi de dolduruyorum. Yolda bir taş görüyorum ama çantam dolu ancak belki o taş çantanın içindeki bütün taşlara bedeldir, yıkandıktan sonra meydana çıkıyor, hep bir acaba oluyor. Şimdi Yakut ve Safir dediğimiz bir taşlar var, güzel taşlar, onların peşindeyim, çok yakında Allah’ın izniyle o taşları Uşak’ta bulacağım. Çünkü bazı şeyler beni oraya kadar götürüyor. Mesela Aqua Marine Amerika’da Rokcy Dağlarında çıkıyor, çakmak kadar parça 20-30 bin dolar. Geçen gün biri 3-5 cm boyunda bulmuş adam bin Avro dedi. Ama bizim burada var, çok az kaldı, delilleri var onu da bulacağım.” İfadelerini kullandı.