Uşak Şeker Fabrikası’nın kuruluş yıldönümü nedeniyle Uşak Valisi Naci Aktaş bir mesaj verdi. Uşak Şeker Fabrikası’nın 98 yıl önce kurulduğunu belirten Uşak Valisi Naci Aktaş, “Türkiye'nin özel teşebbüsle kurulan ilk şeker fabrikası olmasıyla 17 Aralık 1926'dan beri ülkemizin sanayileşme hamlesinin öncülerinden olan Uşak Şeker Fabrikası'nın kuruluş yıl dönümünü kutluyor, başta Nuri Şeker olmak üzere ülkemize bu değerin kazandırılmasında emeği geçen tüm vatandaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyoruz” dedi.
UŞAK ŞEKER FABRİKASINI KURAN NURİ ŞEKER KİMDİR?
Uşak Şeker Fabrikası’nı kuran Nuri Şeker, bu işi yumurta toplayarak yapan ekibe öncülük etmiştir. Nuri Şeker, yaşadığı dönemde torunu Mehmet Şeker’in aktardığına göre büyük sıkıntılar da çekmiştir.
Uşak'a 7 km uzaklıkta bulunan Kalfa mahallesinde doğmuştur. Medrese tahsilini Uşak’ta bitirdikten sonra köyünde çiftçiliğe dönmüştür. Susam bitkisinden yağ üretimi konusunda çalışmıştır. Bir müddet sonra şeker pancarı yetiştirme denemelerinde başarılı olunca 1923 yılında Mehmet Hacım öncülüğünde kurulan Uşak Terakki Ziraat Türk Anonim Şirketine, Mehmet Hacım'ın bizzat daveti ile kâtip üye olarak katılmıştır. Uşak Şeker Fabrikası kuruluş çalışmaları için, şirket idare heyeti tarafında Ankara'da işleri takip etmekle görevlendirilmiştir. Uşak Şeker Fabrikası'nın 1926 yılında işletmeye açılmasından sonra bir süre kâtip olarak şirkette çalışmıştır. Fabrikanın 1930 yılında Sanayi Maden Bankası'na devredilmesi üzerine köyüne dönerek çiftçiliğe devam etmiştir.
Torunu Mehmet Şeker, dedesi Nuri Şeker’in yaşadığı zorlukları şöyle aktarıyor:
“Dedemin tarla sahiplerine sözü geçiyor diye, ortak olarak fabrika ekiyor pancarı. Muhalifler bunu da şikayet ediyor. Acil kullanılacak motorlar ve gazyağı için alınacak genel kurul kararını imzalamayanlar olmuş. Ankara’dan geliyorlar ve dedeme 30 bin liranın üzerinde bir zimmet çıkarıyorlar. Topla eşyanı ve fabrikayı terk et diyorlar. Dedem çıkıyor, evi, çiftliği ve ne kadar arazi varsa haczediyorlar. Hacı Gedik Hanı’nda o zaman icra ilanı yok ve davul çalarak satılırmış. Karşı grup davulcuyu helvacı dükkanın karşısına dikiyor ve Molla Ömer Oğlu’nun mallarını haciz ettik don gömlek bıraktık diyorlar. Babam kızıyor ve onu dedem sakinleştiriyor.”