Uşak’ın Kapaklar köyüne muhtar adayı olan Alaattin Karahan, köyde hakkında çıkan dedikodulara yanıt verdi. Basın emekçisi olan Alaattin Karahan, hakkında sabıkalı olduğuna dair ve düğün salonuna karşı çıktığı yönünde dedikodular çıktığını ifade etti. Uşak Gazeteciler Derneği Başkanı Elif Şentürk ve basın emekçileri, İl Genel Meclisi Üyeleri AK Partili Ümit Horzum ve İYİ Partili İsmail Çavuş ile AK Parti Uşak Belediye Meclis üyesi adayı Turgay Eser’in katıldığı bir program yapan Karahan, burada yapacağı çalışmaları anlattı. Köy azalarıyla birlikte açıklama yapan Karahan, hakkında çıkan dedikodulara cevap verdi.
Düğün salonu olarak gelen projede duvar ve tuvalet yoktu!
Daha önce Uşak İl Özel İdaresi tarafından yapılması planlanan düğün ve çok amaçlı salon hakkında konuşan Karahan, şöyle söyledi:
“Burada üstü kapalı, betonarme olmayan ve yanları açık bir yapı olacaktı. Bakanlığın burada etrafında duvar örülü olmayan 450 metrekare büyüklüğünde bir yapı olacaktı. Benim karşı çıktığım konu buydu. Ben düğün salonuna karşı çıkmadım. Akşam düğün yapıyorsun ve ihtiyaç halinde sıkıştın ne yapacaksın. Hayrettin ağabeyin bahçeye mi gideceğim? Okulun duvarına mı yanaşacağız? Ben hadi ev yakın gittim ama yaşlılar ne yapacak. Burada duvar yok, tuvalet yok, yemek yapılacak yer yok ve gelin odası da yok. Gidin Muharremşah köyüne bakın ve oradakini örnek alın. Ben etrafında duvar olmayan projeye karşı çıktım. Buranın gerekli bakanlıklarla görüşüp ve Spor Toto ile irtibat halinde bir kapalı spor salonu yapılması doğrudur. Göreve gelirsem bunu sağlayacağım”.
Alaattin Karahan: İşte sabıka kaydım ve tertemiz!
“Benim hakkımda cezaevine girdiğim ve sabıkalı olduğuma dair de bir dedikodu var” diyen Alaattin Karahan, şöyle devam etti:
“Benim cezam nefsi müdafaadan kaynaklanan bir konu. Ben kendimi savundum ve 2 aylık bir ceza dönemi oldu. İlk mahkemeye çıktım ve burada beni tahliye ettiler. Benim sabıka kaydım yok ve öyle tutuklanma gibi bir durum da söz konusu değil. İşte sabıka kaydım ve tertemiz. Benim mahkemelik olma nedenim de kendimi savunmadır. Kimin başına gelse bu konu aynı şeyi yapardı. Benim toprak satacağıma dair de dedikodular var. Ben bir karış toprak dahi satmam. Devlet ve muhtarlık el ele vererek her işi çözeceğiz.”
