Eğitim

Eğitim Bir Sen Uşak Şube Başkanı okullardaki temizlik sorununa değindi

Eğitim Bir Sen Uşak Şube Başkanı Bilal Kara, okulların şu dönemde yaşadığı temizlik sorununun iş gücü uyum programıyla çözülemeyeceğini ifade etti. Eğitim Bir Sen Uşak Şube Başkanı Bilal Kara, “İşgücü Uyum Programı, güvencesiz yapısı ve düşük gelir getirisiyle okulların temizlik sorununa çözüm olamaz” dedi.

Abone Ol

Eğitim Bir Sen Uşak Şube Başkanı Bilal Kara, okulların sorunlarıyla ilgili açılamalar yaptı. Kara, “657 sayılı Kanun’un ek 32. maddesine göre ödenmekte olan öğretim yılına hazırlık ödeneği, öğretmenlerle birlikte eğitim-öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde emek sarf eden Millî Eğitim Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında görevli tüm hizmet sınıflarındaki eğitim çalışanlarına da ödenmelidir. Son sınav tarihinden bu yana geçen zaman zarfında değişik sebeplerle görevde yükselme ve ünvan değişikliği kapsamındaki kadrolar açısından çok sayıda münhal kadro oluşmuştur. Bu durum, görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavlarının gerçekleştirilmesi ve buna dayalı atamaların yapılması konusunda Bakanlık çalışanları arasında haklı ve yerinde bir beklentiyi beraberinde getirmiştir. Sendika olarak Kurum İdari Kurulu toplantılarında “Görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavları ivedilikle gerçekleştirilmeli ve en geç iki yıllık periyotlarla yinelenmelidir” şeklindeki talebimizi dile getirmiştik. Son Kurum İdari Kurulu Çalışma Raporu’nda talebimiz kabul edilerek gerekli çalışmaların Personel Genel Müdürlüğü tarafından başlatılması kararı alınmıştır. Millî Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatında norm kadro açığı ile hizmet gereklerine göre belirlenen münhal kadrolar için görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavları açılmalı ve sınav takvimi ivedilikle ilan edilmelidir” dedi. 
 “Genel idare hizmetleri, teknik hizmetler, yardımcı hizmetler ve diğer hizmet sınıflarında çalışanların mali ve özlük hakları iyileştirilmeli, eğitim-öğretim sınıfı çalışanlarına tanınan haklar kendilerine de tanınmalıdır” diyen Kara, şöyle devam etti: “Bununla birlikte, yardımcı hizmet sınıfı çalışanlarının görev tanımlarında belirsizlik giderilmelidir. Hizmetli ve memur gibi personelin görev tanımları bulunmamaktadır. Hizmetli kadrosunda görev yapan eğitim çalışanlarının en önemli sorunu, çalışma saatlerinin belirsizliği ve yapmakla yükümlü oldukları işlerin net olarak tanımlanmamasıdır. Memur ve hizmetlilerin görev tanımları yapılmalı, “Yöneticilerin verdiği diğer görevleri yapar” şeklindeki ifadelerin yer aldığı mevzuat hükümleri değiştirilmelidir.”
TEMİZLİK VE DİĞER PERSONEL YETERSİZLİĞİ VAR
Kara, şöyle dedi: “İkili eğitim yapan kurumlar başta olmak üzere, eğitim kurumlarında hizmetli kadrolarında görev yapanlar, haftada 40 saatin üzerinde çalışmasına rağmen, kendilerine fazla çalışma ücreti ödenmemekte; eğitim kurumunda çoğu durumda tek hizmetli olduğundan, personel yetersizliği gerekçe gösterilerek fazla çalışma karşılığı izin hakkından da faydalanamamaktadır. Personele, haftalık 40 saati aşan çalışmalarının karşılığı fazla çalışma ücreti ödenmesi ya da personel yetersizliği gerekçesine sığınılmadan fazla çalışma karşılığı izin hakkından faydalanmalarının sağlanması yönünde düzenleme yapılmalıdır. Eğitim ve öğretimin sağlıklı ve uygun ortamlarda yürütülmesi, ihtiyaçların yeterli ölçüde ve zamanında karşılanmasıyla mümkün olabileceğinden okullarımızda temizlik, güvenlik gibi hizmetleri yürüten yeterli sayıda yardımcı personelin varlığı olmazsa olmazdır.  Okullarımızın yardımcı personel ihtiyacı kadrolu memur statüsünde personelle karşılanamadığından vazgeçilemez nitelikteki hizmetler, okul-aile birlikleri tarafından yapılan veya İŞKUR yönetimindeki geçici istihdam programlarıyla yürütülmeye çalışılmaktadır. Ancak okulların açıldığı bugünlerde halen çok sayıda okulun yardımcı personel ihtiyacı giderilememiştir. İŞKUR tarafından yeni uygulamaya konulan İşgücü Uyum Programı’nın da tam olarak ihtiyacı karşılayamayacağı görülmektedir. İşgücü Uyum Programı’nın iş güvencesinden yoksun, adil ve yeterli bir gelir getirmeyen, sosyal güvencesiz bir çalışma biçimi olduğu değerlendirilmektedir. Bu nedenle, geçmiş yılların aksine programa yapılan başvuru sayısı yetersiz kalmaktadır. Dolayısıyla bu palyatif çözümün de yeni eğitim-öğretim yılında okulların güvenlik, temizlik ve benzeri ihtiyaçlarına bir çözüm getirmeyeceği anlaşılmaktadır.”
Kara, “Sınıf ve öğrenci sayısı, personel sayısı, büyüklük gibi kıstaslar esas alınarak her okula münhasır bir ödenek tahsis edilmeli; okulların yardımcı personel ihtiyacı ya doğrudan giderilmeli ya da bu konuda kaynak aktarımı yapılmalıdır” diye konuştu.