AdBioInk firmasının kurucusu ve İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayça Bal Öztürk, tıp alanında önemli rol oynayan üç boyutlu (3B) biyobaskı teknolojilerinin genellikle laboratuvar ortamlarında yüksek maliyetli cihazlarla sınırlı kaldığı ve doğrudan hasta üzerinde uygulama yapılmasına olanak tanımadığı düşüncesinden hareketle yerli ve milli el tipi biyoyazıcı geliştirmeye karar verdi.

Yaklaşık iki yıl süren çalışmaların ardından TÜBİTAK desteğiyle, hasarlı dokuların onarımına yönelik yerli ve milli "biyokalem" adı verilen cihaz üretildi.

CE ve patent süreci geçen yıl tamamlanan cihaz, taşınabilirliği, kullanım kolaylığı ve gelişmiş teknolojik altyapısıyla, rejeneratif tıpta (yenileyici tıp uygulamaları) yenilikçi çözümler sunuyor.

Teknolojik donanımları sayesinde hasarlı dokuların üzerinde doğrudan uygulama yapılmasına imkan tanıyan 700 gram ağırlığındaki cihaz, iç piyasanın yanı sıra yurt dışı pazarında da satışa sunuldu.

"Acil servislerde etkili şekilde kullanılabileceğini düşünüyoruz"

Doç. Dr. Ayça Bal Öztürk, AA muhabirine, doktora sonrası çalışmaları için gittiği ABD'den döndükten sonra biyomühendislik alanında ürünler geliştirmek ve ticarileştirmek için TÜBİTAK Girişimcilik Destek Programı (BiGG) desteğiyle firmasını kurduğunu söyledi.

Biyomürekkep ve biyopolimerlerin ardından kullanımı kolay ve hastaya doğrudan uygulanabilecek el tipi biyoyazıcı geliştirmeye karar verdiklerini belirten Öztürk, bunun için TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığına yaptıkları başvurunun kabul edildiğini kaydetti.

Öztürk, geliştirdikleri cihazın mevcut biyoyazıcılardan en büyük farkının klinik kullanıma uygun olması olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"3B biyoyazıcı sistemleri, her ne kadar istenilen şekillerde kompleks geometrileri hassas olarak basıyor olsa da hasta başı uygulamalar için çok uygun değil. Biyokalem sistemi ise tam tersine hasarlı bölgedeki (yaralı doku) doku eksikliğini yerinde tamamlamaya yönelik yaklaşıma dayalı ve klinikte rahatlıkla kullanılabilecek bir cihaz. Elle kolaylıkla kontrol edilebilen bu cihazın en önemli avantajları, ergonomik kullanıma, hafif yapıya ve yerinde biyobaskı yapabilme kabiliyetine sahip olmasıdır. Basım sırasında ve sonrasında hücrelere zarar vermeyen optimize edilmiş kürleme sistemi sayesinde malzemenin uygulama bölgesinde sertleşmesi sağlanıyor."

Cihazın acil servislerde etkili şekilde kullanılabileceğini düşündüklerini belirten Öztürk, "Örneğin derin yarası olan hasta acil servise geldiğinde bu yara, doktorlar tarafından kolaylıkla kapatılabilecek." dedi.

Öztürk, şu an erken seviyede olduklarını dile getirerek, "Bilimsel olarak çalışmaların ilerlemesi gerekiyor ama yapay organ uygulamalarında, örneğin yapay kalp, yapay akciğer, buralarda direkt cihaz tarafından organ ve dokuların basılabilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Gelecekte de kalp, akciğer gibi kompleks organların yapay olarak basılabileceğini düşünüyoruz." diye konuştu.

Geliştirdikleri el tipi biyoyazıcının kilogram başına ihracat değerinin yaklaşık 10 bin dolar olduğu bilgisini veren Öztürk, "Amerika ve Japonya gibi üstün teknoloji ülkeleri başta olmak üzere 5 ülkeye şimdiye kadar ürünümüzü gönderdik. Çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Son zamanlarda farklı ülkelerden çok sayıda talep geliyor, daha da artacağını öngörüyoruz." ifadelerini kullandı.

Öztürk, farklı modeller üzerinde çalışmalarının devam ettiğini, bir yıl içinde model sayısını 5'e çıkaracaklarını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA