Genel

Kışladağ’daki madenin Uşak’a bir katkısı yok!

Uşak Üniversitesi Tıp Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Ömer Karahan, Kışladağ’daki madenin kente yarar sağlamadığını belirterek, “Maalesef Uşak sahipsiz” ifadesini kullandı. 

Abone Ol

Uşak Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin kurucu Dekanı Prof. Dr. Ömer Karahan, dekanlık yaptığı dönemde, Eşme ve Ulubey’de sınırları bulunan Kışladağı’ndaki altın madenini ziyaret ettiklerini ve buradan bir türlü eğitim için yatırım desteği alamadıklarını söyledi. Altın madeninin şu anda çok iyi para kazandığını ve buna rağmen Uşak’a bir faydasının olmadığını belirten Prof. Dr. Ömer Karahan, “Uşak maalesef sahipsiz, bir başka ilde olsa bu altın şirketinden bu vakte kadar bir çok yatırımlar alırlardı” dedi. 


“ALTIN MADENİNİ ZİYARET ETTİK VE YATIRIM SÖZÜ ALDIK”
2017 yılında, Kanadalı bir firmanın Türkiye’deki uzantısı olan Kışladağ altın madenini ziyaret ettiklerini belirten Prof. Dr. Ömer Karahan, “Uşak’ta bir altın madeni var, Kanalı bir firma işletiyor ve önemli bir altın üretimi söz konusu. Yanlış hatırlamıyorsam 2017’de, üniversite yönetim kurulu olarak, altın madenini ziyaret ettik. Durumun ne olduğunu öğrenmek ve altın madeni şirketinden eğitim konusunda gerekirse destek talebi düşüncesi vardı. Gittik yerinde ziyaret ettik ve madeni gezdirdiler. Zannedildiği gibi siyanürle tabiata, doğaya ve memlekete ciddi bir zarar vermesinin söz konusu olmadığını, siyanürün devir daimle kullanıldığını ve siyanürün tabiatta bir süre sonra bozulduğunu ve suyu zehirlemediği konusunda bizi ikna ettiler” dedi.


Altın madeninin halkla ilişkiler müdürünün altının onsu 1200 doların üzerinde olursa iyi para kazandıklarına dair bilgi verdiğini belirten Karahan, şöyle konuştu: “Altının onsu şimdi geldi 2000 dolara ve nasıl para kazandıklarını iyi düşünün ve hesap edin. Biz o dönemde, tıp fakültesi kuruluş halinde olduğu için bu ne biçim bir fakülte, sürücü kursu gibi bir fakülte mi olur dedirtmemek için, derslik ve laboratuvar için destek talep ettik.  O zamanki halkla ilişkiler müdürü, ‘Elbette hocam, bizim gibi kurumların bulundukları 5 yılda bir yatırım yapması lazım. Bu bizim görevimiz’ dedi. O zaman için 5 milyon TL gibi bir masrafla fakültenin derslik ve laboratuvarları için bir şey çıkardık ve destek alamadık”.


ÜNİVERSİTE YÖNETİMİ VE SİYASETÇİLER BASTIRAMADIĞI İÇİN SONUÇ ÇIKMADI
Tıp fakültesi binası için oluşturdukları bütçenin yarıya inmesine rağmen sonuç alamadıklarını belirten Karahan, “Daha sonraki yıllarda, ‘Efendim onkoloji binası yaptıracakmış tıp fakültesine diye, bizi Ovademirler projesinden dikkatimizi kampüse çekmek için bazı şayialar geçiştirdiler ve biz de ona göre yaptık projemizi. Tıp fakültesi, sağlık MYO ve diş hekimliği gibi unsurları barındıran bir morfoloji binası ünitesi ortaya koyduk ve 40 milyon gibi bir bütçe çıktı. Bunu yarıya düşürmemizi istediler ve sadece tıp fakültesi olarak hesapladık ve 20 milyon TL’ye düşürdük. Fakat bizim üniversite ve siyasetçilerin kuvvetle bastırılmaması sonucu bir netice alınamadı. Uşak maalesef sahipsiz, bir başka ilde olsa bu altın şirketinden bu vakte kadar bir çok yatırımlar alırlardı. Madem ki; bu altın Uşak’tan çıkıyor ve dünyaya sevk ediliyor. Bu altından Uşak halkının da istifade etmesi lazım. Bu Kanada şirketinin bedelini, Uşak halkına ödemesi lazım. Bu madenin benim memleketime de bir katkısı olması lazım. Bu şirketin böyle bir katkısı, maalesef Uşak’ı yönetenlerin de üniversite, siyasetçiler ve idarecilerle bu şirketten bir şey kopardığı söz konusu değil. Yıllar öyle gelmiş ve geçiyor” diye konuştu. ALİ ARASLI