ORMANLARIN SESİ: YEREL ALEVLER DÜNYAYA SESLENİYOR
Ali Derin Çelikbilek, Arda Sabri Tiryaki ve Sarp Altunbüken tarafından
Her yaz Türkiye'nin yemyeşil ormanları bir bir alevlere teslim oluyor. Ağaçların uğultusunun yerini siren sesleri, kuşların cıvıltısı yerini kül kokusuna bırakıyor. Peki bu yangınlar neden bu kadar arttı ve biz ne yapabiliriz? 1940'lardan bu yana Türkiye'deki orman yangını sayısı yılda 1000'den 3500 civarına yükseldi. Bu artık yerel bir mesele değil, acil önlem almamızı gerektiren çeşitli sonuçları olan küresel bir acil durum haline geldi. Harekete geçme zamanı şimdi.
Türkiye'deki orman yangınları, her yıl daha büyük bir şiddetle bizi vuran sürekli bir sorun haline geldi. 2021 yılında Türkiye, tarihinin en kötü orman yangınlarından birini yaşadı. Aynı anda meydana gelen 200'den fazla orman yangını dokuz can aldı, binlerce ev ve işyerini tahrip etti ve ormanlar, zeytinlikler ve tarım arazileri de dahil olmak üzere 1.700 kilometrekareden fazla alanı yakarken sayısız hayvan habitatını da mahvetti. Yangınlar güçlü rüzgarlar ve kuru bitki örtüsü nedeniyle hızla yayıldı ve hükümetin müdahalesi gerekenin altında kaldı. Bunun üzerine Türkiye küresel acil durum ilan etti ve komşu ülkelerden yardım talep etti
Grafik: Tarım ve Orman Bakanlığı, orman yangınları (1990-2022)
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayınlanan grafikte yanan alanların hektar cinsinden büyüklüğü aşağıda gösterilerek 2021 yılında yaşanan yangının ne kadar trajik olduğu gözler önüne seriliyor.
Bu durum sadece Türkiye için geçerli değil, son yıllarda dünyanın dört bir yanında benzer büyük yangınlar gördük. Yunanistan'da orman yangınları 400 kilometrekareden fazla alanı yaktı. Kaliforniya'da orman yangınları her yıl büyük bir sorun haline geldi ve 2020 yılı kayıtlara geçen en kötü yıllardan biri oldu. Sadece birkaç ay önce, Ocak 2025'te, Los Angeles County'deki orman yangınları 200.000'den fazla kişiyi tahliyeye zorladı ve binlerce kilometrelik alanı yok etti. Avustralya, yangınların 77.000 kilometrekarelik alanı yok ettiği, 33 kişinin öldüğü ve binlerce insanın evsiz kaldığı 2019-2020 yıllarında 'Kara Yaz' ile karşı karşıya kaldı. Bu yangınlar, orman yangını tehdidinin sadece yerel değil, giderek büyüyen küresel bir acil durum olduğunu hatırlatmaktadır.
Tüm ülkemizi yasa boğan Bolu'daki kayak oteli yangınında, halkın yangınla mücadele yöntemlerini bilmediği, petrolden kaynaklanan yangınla su kullanarak mücadele etmeye çalışmasından anlaşıldı ve bu da bir felakete yol açtı. İklim değişikliği ile birlikte yangınların da hayatımızın bir gerçeği olduğunu düşünerek, çevre için genç muhabirler olarak iki farklı uzmanla röportaj yaptık. Uzmanlardan biri avukat ve orman mühendisi Hüseyin İnci, diğeri ise Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye için çalışan orman mühendisi Ercan Sütlü, orman yangınlarının nedenleri, sonuçları ve sonrasında ekolojik restorasyon konusunda bizleri aydınlattı.
Yanığın Ardında: Yangınlar Neden Çıkar?
Bu orman yangınları sadece doğal bir felaket değildir. Genellikle iklim değişikliği ve insan hatalarından kaynaklanırlar. Dünya ısındıkça, orman yangınlarının hızla yayılması da kolaylaşıyor. Bazı yangınlar tarım veya turizm için arazi açmak amacıyla kasıtlı olarak çıkarılırken, diğerleri atılmış bir sigara veya terk edilmiş bir kamp ateşi gibi şeylerle başlar.
WWF Türkiye uzmanı Ercan Sütlü paylaştı: "Orman yangınlarının %90'ı insan kaynaklı. Dikkatsizce yapılan piknikler, atılan sigara izmaritleri, ihmal edilen tarımsal faaliyetler ve hatta elektrik tellerinden çıkan kıvılcımlar bu yangınların başlıca nedenlerinden bazılarıdır." Hüseyin İnce sözlerine şöyle devam etti: "İnsan kaynaklı yangınların %50'si ihmalden kaynaklanıyor. Örneğin küçük bir cam şişe güneş ışığını bir mercek gibi yansıtarak yangın çıkarabilir. Doğal nedenler arasında yıldırım düşmesi, aşırı sıcaklar, kuraklık ve küresel ısınmanın devam eden etkileri yer alıyor."
Ercan Sütlü, yangınların oluşması için yanıcı bir madde olan oksijene ve tutuşturucu bir kaynağa ihtiyaç duyulsa da yangın oluşumunda rol oynayan en kritik faktörün bölgedeki hava koşulları olduğuna dikkat çekti. Hava sıcaklığının 30 derecenin üzerinde olması, nem oranının %10'un altında olması ve rüzgarın kuvvetli esmesi gibi birçok farklı koşul yangınların oluşması için uygun bir ortam yaratmaktadır. Sadece tek bir sigaranın bile yüksek sıcaklıklara ulaştığında orman yangınına yol açarak tüm ormanın yanmasına neden olabileceğini vurguladı. Bu nedenle çöplerin çevreye atılması yerine uygun çöp kutularına atılmasının önemini vurguladı.
Alevlerden Krize: Sonrası
Yangınların ekosistem üzerindeki etkisini merak ettik ve sorduk:
Soru: Yangınlar doğayı nasıl etkiler?
Sayın Ercan Sütlü: Yangınların etkisi ekosistemden ekosisteme değişebilir. Akdeniz iklim kuşağındaki kızılçam gibi ağaçlar aslında yangına dayanıklıdır ve hatta yenilenme süreçlerinde yangınlara ihtiyaç duyarlar. Ancak insan kaynaklı yangınlar doğal yangınlara göre daha sık ve daha şiddetli çıkmakta, bu da ekosistemleri olumsuz etkileyebilmektedir. Yangınlar hayvan habitatlarını yok edebilir ve biyoçeşitliliği azaltabilir.
Türkiye'deki orman yangınlarının çevre, ekonomi ve toplum üzerinde büyük ve uzun süreli bir etkisi vardır. Ormanların ve yaban hayatının yok olması Türkiye'nin ekolojik dengesini ve mirasını tehdit etmektedir. Bitki örtüsünün kaybı, biyolojik çeşitliliğin bozulması, toprak bozulması ve değişen su döngüleri sayılabilecek sonuçlardan sadece birkaçı. Hüseyin İnce'nin açıkladığı gibi "Bir orman sadece ağaçlardan oluşmaz. Hayvanlara, böceklere, mantarlara ve su kaynaklarına ev sahipliği yapar. Bir yangınla tüm ekosistem yok olabilir. Örneğin Türkiye'deki Büyükada yangınında sadece orman değil, adaya özgü bir böcek türü de tamamen yok oldu." Orman mühendisi Ercan Sütlü de ekliyor: "Toprak bile yanıyor. Yeraltı organizmaları ve mikroorganizmalar zarar görüyor. Bir orman yangınının ardından ormanın kendini toparlaması binlerce yıl alır."
Resimler: İğneada'daki Longoz Ormanı ziyaretimizden, zengin bir ekosistemi gösteriyor
Ayrıca, bu çevresel ve ekolojik kayıplar, orman işçiliği, zeytincilik, keçi çobanlığı, orman bitkileri ticareti ve arıcılık yoluyla yaşamları bu ormanlara derinden bağlı olan kırsal bölgelerdeki yerel toplulukları doğrudan etkilemektedir. Bu insanların gidecek başka bir yerleri ya da ekmeklerini kazanacak alternatif bir yolları yok çünkü nesiller boyu tüm yaşamları ormanlara bağlı.
Ercan Sütlü, Datça Bozburun'da ekosistemin yeniden inşası üzerine çalışıyor, bölgede ekolojik restorasyonu geliştirmenin yollarını bulmaya çalışıyor.
Soru: Datça-Bozburun'da orman yangınlarıyla ilgili bir proje başlattığınızdan bahsettiniz. Bu projeyi biraz açabilir misiniz?
Ercan Sütlü: Evet, biz bu projeyi iki ayak üzerine inşa ettik. Biri farkındalık yaratma, diğeri de ekolojik restorasyon. Şimdiye kadar ağırlıklı olarak insanları bilgilendirmeye ve farkındalık yaratmaya odaklandık. Bundan sonra daha çok ekolojik restorasyon çalışmalarına odaklanmayı planlıyoruz
Soru: Ekolojik restorasyon süreci nasıl işler?
Ercan Sütlü: Ekolojik restorasyon süreci kendi haline bırakıldığında doğal olarak ilerleyebilir, ancak bazı durumlarda insan müdahalesi gerekebilir. Yangın sonrasında topraktaki mikroorganizmalar ve bitki tohumları zaman içinde yeniden filizlenir. Akdeniz ormanlarında kızılçam tohumlarının çimlenebilmesi için tohum kabuğunun çatlaması gerekir ve bu da ancak yangınla mümkündür. Ancak doğal rejenerasyon her zaman yeterli olmayabilir. Bu durumda bilim insanları ve orman mühendisleri ekolojik restorasyon planlaması yaparak doğanın dengesini korumaya çalışırlar. Ayrıca, yangın sonrası alanlar hemen yeniden ağaçlandırıldığında, bu doğal yenilenme sürecine zarar verebilir. Yanlış yöntemlerle yapılan ağaçlandırmalar toprağa ve ekosisteme uzun vadede zarar verebilir. Bu nedenle ekolojik restorasyon süreci dikkatli bir şekilde yönetilmelidir.
WWF, Datça Bozburun Orman Yangını'ndan Ercan Sütlü tarafından çekildi
WWF, Datça Bozburun Orman Yangını'ndan Ercan Sütlü tarafından çekildi
Bu fotoğraflar 2021 yılında Datça Bozburun'da meydana gelen yangının yıkıcı etkisini gösteriyor.
Ercan Sütlü tarafından çekildi, Bozburun
Soru: Ekolojik restorasyonda iklime dayanıklı tohumlar gibi bütçe dostu veya verimli yenilikler var mı?
Ercan Sütlü: Bu noktayı spesifik bir örnekle takip edeyim. Tohum ve ekosistem restorasyonu ile ilgili olarak şu bilgiyi paylaşabilirim: Ormancılık faaliyetleri yürütülürken tercih edilmeyen orman ürünleri, oradaki doğal ağaç türleri tamamen doğanın yıllar içerisinde bölgenin iklim koşullarına uyum sağlayarak oluşturduğu türlerdir. Yani bu bizim keyfi bir tercihimiz değil. Örneğin kızılçamı kıyı bölgelerinde daha iyi yetiştiğini düşündüğümüz için bilinçli olarak seçmiyoruz. Aynı şekilde oradaki maki topluluklarını da biz belirlemiyoruz. Doğayı taklit ederek, mevcut ekosistemi gözlemleyerek ve aynı zamanda olumlu ekonomik etki yaratabilecek türleri vurgulayarak alanları yönetmeye çalışıyoruz.
Soru: Doğal rejenerasyon mu yoksa insan eliyle ağaçlandırma mı daha etkilidir?
Hüseyin İnci: Yangın söndürüldükten ve söndürüldüğünden tamamen emin olunduktan sonra ormanın üzerindeki ölü tabaka temizlenmeli, doğal sürecin başlaması beklenmeli ve bu başlangıçla birlikte yeniden ağaçlandırma insan eliyle yapılmalıdır.
Soru Yangın söndürme çalışmalarında (havadan ve karadan müdahale gibi) kullanılan yöntemler nelerdir?
Hüseyin İnci: Araziye, ağaç türüne ve yüksekliğine göre değişmektedir. Sarp arazilerde havadan söndürme daha etkili olurken, kayın, meşe gibi ağaçların yoğun olduğu ormanlarda sulu söndürme daha etkili oluyor. Akdeniz bölgesinde ise yangın çevresini temizleme ve izole etme (Fiziki Müdahale), yangın şeritleri oluşturma, ağaç kesme, toprakla müdahale gibi yöntemler kullanılmaktadır.
Kıvılcımdan Çözüme: Ne Yapabiliriz?
Bir numaralı çözüm farkındalığı artırmak. Ercan Sütlü "Yangınları önlemenin en önemli yolu toplumu eğitmektir" diyor. Orman yangınlarının ekosistemler üzerindeki yıkıcı etkileri konusunda farkındalık yaratmak, gelecekteki tahribatı önlemek için şart. Sütlü, "Orman köylülerini eğitmek ve çocuklara doğa sevgisini aşılamak kesinlikle çok önemli" diye ekliyor. Türkiye'de pek çok yerel topluluk, halkı doğayı korumanın önemi konusunda eğitmek için kampanyalar başlattı.
Hükümet sadece yangın söndürme ekipmanlarına yatırım yapmakla kalmayıp aynı zamanda farkındalık çalışmalarına da odaklanarak çeşitli adımlar atmaktadır: toplulukların eğitilmesi, orman yönetiminin iyileştirilmesi, yangın riskleri hakkında farkındalığın artırılması, sürdürülebilirliğe yatırım yapılması ve yangınlar meydana geldiğinde daha hızlı müdahale için ekiplerin eğitilmesi. Pratik çözümler arasında ormanlara çöp atmaktan kaçınmak, acil müdahale ekiplerinin daha hızlı erişimini sağlamak için yangın şeritleri tasarlamak ve kaza sonucu yangın çıkma olasılığını azaltmak için yüksek riskli alanlarda insan faaliyetlerini sınırlandırmak da yer almaktadır. Hükümetin daha cesur davranabileceği alanlardan biri de ormanlara çöp atılması ve yangına yol açabilecek diğer zararlı faaliyetlere yönelik cezaların artırılmasıdır. Bu tür davranışlara yönelik katı cezalar, dikkatsiz eylemleri ve gelecekteki felaketleri önleyebilir. Ercan Sütlü hatırlatıyor: "Türkiye'de devlet tarafından yürütülen bir program aracılığıyla Orman Yangın Gönüllüsü olmak artık mümkün. Doğru eğitimle, orman yangınları sırasında aktif olarak yardımcı olabilirsiniz".
Ancak farkındalık tek başına yeterli değildir. Artan orman yangınlarının temel nedenlerinden biri de iklim değişikliği. Sayın Sütlü'nün de belirttiği gibi, "Sıcaklığın artması, nemin azalması ve rüzgarların şiddetlenmesi yangın riskini artırıyor. Bu nedenle iklim krizini dikkate almadan yangınları önlemek mümkün değil." Küresel düzeyde, daha az enerji kullanarak, geri dönüşüm yaparak ve atıkları azaltarak karbon ayak izimizi küçültmek iklim değişikliğiyle mücadele etmenin güçlü bir yoludur.
Bir orman yangınından sonra, iyi niyetli birçok insan doğaya yardım etmek için ağaç dikmeye koşar. Ancak bu zararlı olabilir. Öncelikle doğanın kendi kendine iyileşmesine izin vermek önemlidir. İnce, "Önce toprağın altındaki yanma durmalı..." diye açıklıyor. Ercan Sütlü de "Doğanın kendi kendini iyileştirme gücü var. Yeni ağaçlar dikmeden önce doğanın kendi kendini iyileştirmesine, toprağın iyileşmesine ve doğal dengesini yeniden kurmasına izin vermek önemlidir. Ağaç dikmek için acele etmek toprağa daha fazla zarar verebilir" diyor ve ekliyor: "En önemli husus doğaya karşı sabırlı olmaktır. Ağaçlar, toprak ve yaban hayatı doğal olarak kendi dengesini yeniden kuracaktır. Bizim rolümüz destek sağlamaktır, müdahale etmek değil".
Türkiye'de orman yangınlarıyla mücadelede kullanılan teknolojiler yeterli mi?
Sayın Ercan Sütlü: Çok güzel bir soru, teşekkür ederim. Öncelikle yangınla mücadele teknolojilerimizin yeterli düzeyde olduğunu belirtmek gerekir. Ancak yangınlarla mücadelede en kritik nokta yangının ilk çıktığı andaki hızlı müdahaledir. Orman Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre bir yangına müdahale süresi ortalama 11 dakikadır. Yani yangın ne kadar erken tespit edilir ve müdahale edilirse o kadar hızlı kontrol altına alınabilir. Ancak asıl söndürme işlemi yer ekipleri tarafından yapılıyor. Yer ekiplerinin gerçekleştirdiği soğutma işlemi çok önemli çünkü rüzgar nedeniyle yangın yeniden alevlenebilir. Havadan müdahaleler destekleyici oluyor. Zaman zaman toplumda yangınların sadece havadan söndürülebileceği gibi yanlış bir algı oluşuyor. Ancak havadan müdahale yangını söndürmez sadece kontrol altına alınmasına yardımcı olur. Asıl iş sahada çalışan yer ekipleri tarafından yapılır. Özellikle orman yangınları ile mücadelede kullanılan yöntemlerden biri de karşı yangın yöntemidir. Bu yöntem doğru uygulandığında oksijeni tüketerek yangını durdurabiliyor. Ancak kamuoyunda bazen yangınları ormancıların çıkardığı gibi yanlış bir kanı oluşuyor. Oysa bu, yangını kontrol altına almak için uygulanan profesyonel bir tekniktir. Ayrıca halkın bilinçlendirilmesi de çok önemlidir.
Soru Türkiye'deki mevcut orman yangınlarını önleme politikalarını yeterli buluyor musunuz? Hangi alanlarda iyileştirmeler yapılabilir?
Sayın Hüseyin İnciOrman Bakanlığı tarafından yangına hassas alanlar belirlenmekte ve bu doğrultuda çalışmalar yürütülmektedir. Teknik ekipman ve personel sayısı her geçen gün artırılıyor. Bunlar daha da artırılmalı ve gönüllü eğitimleri daha sık yapılmalıdır.
Soru: Yapay zeka ve diğer teknolojik çözümler orman yangınlarının önlenmesinde nasıl bir rol oynayabilir?
Sayın Hüseyin İnciSon yıllarda orman yangınlarını önlemek için orman bölge müdürlükleri tarafından drone'lar kullanılıyor. Drone kullanımı ile yangınların çıkış yeri ve sebebi, ilerleyebileceği alanlar gibi birçok bilgi elde edilebiliyor. Droneların daha fazla devreye girmesi şüphesiz orman yangınlarını önleyemese de başladıktan sonra ilerlemesini durduracaktır.
Sonuç
Türkiye'deki orman yangınları sadece yerel bir felaket değildir. Tüm dünyada bizi etkileyen acil çevresel krizin altını çiziyor. Bu yangınlar sadece ormanları ve yaban hayatını değil, aynı zamanda yaşamları bu ekosistemlere bağlı olan sayısız yerel topluluğun hayatını da yok etti. Orman yangınları küresel ölçekte önemli bir sorun teşkil etse de, birlikte çalıştığımız takdirde çözümler de mümkündür. Sebepleri anlayarak, farkındalığı arttırarak, önlemleri geliştirerek ve iklim değişikliğini ele alarak çevreyi koruyabiliriz. Bu yangınlar gezegenimizin geleceğini tehdit etmeden önce harekete geçme zamanı ŞİMDİ.
ABC Haberleri: Avustralya'daki Orman Yangınları 1 Milyardan Fazla Hayvanı Yok Etti
Independent İngiltere Baskısı: İklim değişikliği ölümcül Los Angeles yangınlarını daha olası hale getirdi
The Atlantic: Türkiye Kıyılarında Ölümcül Orman Yangınları
Earth.Org: Marmaris'in Osmaniye köyünü kül eden yıkıcı orman yangınlarının ardından yaşananlar.
KAYNAKLAR
● BBC. (2021, 13 Ekim). İklim değişikliği nedir? Gerçekten basit bir rehber. BBC News. https://www.bbc.com/news/science-environment-24021772
● Ntasiou, Z. (2025, 22 Ocak). Yunanistan'daki 2024 yangın sezonundan çıkarılan dersler. EWED: Extreme Wildfire Events Data Hub. https://civil-protection-knowledge-network.europa.eu/news/lessons-learned-2024-fire-season-greece
● Hess, L. (2020, 21 Ekim). Dünya yanıyor 2020: Uzmanlar küresel orman yangını krizini açıklıyor. #ThinkLandscape: Küresel Peyzaj Forumu. https://thinklandscape.globallandscapesforum.org/47794/fires-2020-experts-explain-the-global-wildfire-crisis
● Güngöroğlu, C., Özkara, Z. U., & Tutmaz, V. (2024, Kasım 29). Türki̇ye'de Orman Yanginlari yöneti̇mi̇: Sorunlar ve çözüm önerileri. DergiPark, 19(43), 517-570. https://doi.org/10.56524/msydergi.1565981
● Orman Yangınları ve İklim Değişikliği. İklim ve Enerji Çözümleri Merkezi. (2023, 14 Temmuz). https://www.c2es.org/content/wildfires-and-climate-change/