Eğitim-İş Uşak Şube Başkanı Bülent Gün, ÖMK’ya karşı kararlı bir mücadele yürüten tek kurumun sendikası olduğunu ifade etti. Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Eğitim İş Uşak Şube Başkanı Bülent Gün, “Eğitim-İş olarak, eğitim emekçilerinin haklarını savunmak ve geliştirmek her zaman önceliğimiz olmuştur. İktidarın gerici, piyasacı, despotik uygulamalarını meşrulaştıran yandaş ve teslimiyetçi yapıların, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na ilişkin üyelerine yönelik yaptığı açıklama, gerçekleri çarpıtmakta ve mesnetsiz iddialarla Eğitim-İş’i hedef almaktadır. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına bazı noktalara dikkat çekmek isteriz” dedi.
“ÖMK’ye karşı ilk günden bu yana en kararlı mücadeleyi yürüten sendika Eğitim-İş’tir. Öğretmenlerin ve sendikaların fikirleri alınmadan, üstünde mutabakata varılmadan hazırlanan bu kanuna Meclis komisyonunda, okullarda, alanlarda, öğretmenler odası nöbetimizle ve eylemlerimizle itiraz ettik. Bu kanunun öğretmenlik mesleğini mesleksizleştiren, öğretmenleri ayrıştıran ve diplomasını yok sayan yapısına karşı her platformda mücadele ettik ve etmeye devam edeceğiz” diyen Gün, şöyle konuştu;
“Bu kanunun öğretmenleri disiplin hükümleriyle tehdit eden, otoritenin memurunu yaratmayı amaçlayan bir proje olduğunu, ifade ettik. Atatürk ilke ve devrimlerini içermeyen bir kanunu asla tanımayacağımızı belirttik. Mücadelemiz sonucunda, kanuna "Türk Milli Eğitiminin genel amacı, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve Atatürk milliyetçiliğine bağlı nesiller yetiştirilmesidir" ifadesi yeniden eklenmiştir. Öğretmenleri “iki müfettiş raporuyla öğretmenlik yapamazsın” diyerek tehdit eden 34. maddeyi, Eğitim-İş’in kararlı mücadelesiyle geri çektirdik.”
Gün, “Kariyer basamakları sınavını zorunlu hale getiren düzenlemeyi mücadelemizle kaldırdık. Eğitim-İş’in kariyer basamakları hakkındaki düşüncesi nettir. Öğretmenlik bir uzmanlık mesleğidir, en büyük kariyerdir. Kariyer ilerleme demektir, öğretmenlikte geçen her süre kıdem açısından bir kariyerdir, ücretlendirmelerin çalışma süresine göre her öğretmene eşit şekilde verilmesi gerekir. Bu bir lütuf değil haktır! Kariyer basamakları adı altında verilen ünvanlar ve ayrıştırmaya hayır, tüm öğretmenler için eşit özlük haklarına evet. Öncelikle kazanılmış tüm mali haklar korunsun, uzman öğretmen, başöğretmen unvanları kaldırılsın, tüm öğretmenlere kıdem ve derecelerine göre bu ücretler verilsin” diye konuştu.
Öte yandan eğitim ve sağlık gibi insan haklarının temel direkleri olan hizmetler, siyasi iktidarın özelleştirme ve rant politikalarının kurbanı olduğunu belirten Gün, “Vatandaşlara eşit ve adil bir şekilde sunulamamıştır. Çocuklarımızın eşit, güvenli, beslenme ve barınma hakkına dayalı bir eğitim görmesi sağlanamamış; eğitim sistemi, yoksul halk çocuklarının sermayeye ucuz iş gücü olarak yetiştirildiği bir yapıya dönüştürülmüştür. Tarikatların eğitim kurumlarına hakim olduğu, laik ve bilimsel eğitimin zayıflatıldığı bir dönemde, insan haklarının temel unsuru olan fırsat eşitliği ciddi bir tehdit altındadır. Kadın-erkek eşitliği alanında da ülkemiz, çağdaş dünyanın gerisinde bırakılmıştır. Kadına yönelik şiddet giderek artmakta, kadınların yaşam hakları sistematik olarak ihlal edilmektedir. Kadın haklarını korumayı hedefleyen İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, bu alanda iktidarın taşıdığı zihniyeti net bir şekilde gözler önüne sermektedir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, insan haklarına saygılı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlanmıştır. Ancak siyasi iktidarın uygulamaları, bu anayasal ilkelerle çelişmekte ve insan haklarına yönelik sorumluluklarını yerine getirmediğini göstermektedir. Eğitim-İş olarak, insan haklarının yalnızca kağıt üzerinde kalan ifadeler olmaktan çıkarılarak günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline getirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Siyasi iktidarı, temel hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı uygulamalardan derhal vazgeçmeye; insan haklarını, demokrasi kültürünü, hukukun üstünlüğünü ve eşitliği güçlendirecek adımlar atmaya çağırıyoruz” dedi.