Erol Uysal, “Kış aylarında dönem dönem hepimiz grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklarla mücadele ediyoruz. Ateş, yutkunma zorluğu, öksürük, hapşırık, boğaz ve kulak ağrısı gibi şikayetlerin temelinde gözle görülmez düşmanlarımız virüsler ve zararlı bakteriler yatıyor. Bu mikroplar solunum yollarımızı tehdit ettiği gibi gözlerimiz için de risk oluşturuyor. Tıbben konjonktivit olarak adlandırdığımız göz iltihaplarına virüs ya da bakteri kaynaklı enfeksiyonlar nedeniyle kış aylarında sıklıkla rastlıyoruz. Soğuk algınlığı, grip, bademcik iltihabı gibi hastalıklarda solunum yollarını etkileyen zararlı mikroplar gözlere de kolaylıkla bulaşarak konjonktivite neden olabiliyor. Göz iltihapları, alerjik ve kimyasal nedenlerle de oluşabilir” dedi.
“Kış aylarında artan hava kirliliği, ev tozu akarlarına, küf mantarlarına karşı alerjisi olanların soğuk nedeniyle kapalı ortamlarda daha sık vakit geçirmesi alerjik konjonktiviti tetikleyebilir” diyen Uysal, şöyle konuştu: “Göz iltihaplarının oluşmasının bir diğer nedeni de göz kuruluğudur. Rüzgara yoğun bir şekilde maruz kalmak, kapalı ortamlardaki ısıtma sistemlerinden kaynaklı nem kaybı ve kuru hava gözlere zarar verir. Halk arasında göz nezlesi olarak da bilinen konjonktivit gözlerde sulanma, akıntı, çapaklanma, kızarıklık, kaşıntı, batma, şişlik gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Bu belirtilerden herhangi biri görüldüğünde en kısa zamanda mutlaka göz hastalıkları uzmanına başvurmak gerekir. Konjonktivitin türü ve seyrine göre uygun bir tedavi planı uzman hekim tarafından belirlenir. Kışın, yaz aylarındaki gibi güneş gözlüğü kullanmak gerekir. Hava sıcaklığının azalması güneşin zararlı ışınlarının etkisini yitirdiği anlamına gelmez. Özellikle karlı havalar gözlerimiz için risk oluşturur. Kar, güneşten kaynaklı zararlı ultraviyole ışınlarının yansımasına neden olur. Açık alanda çalışanların, kar topu oynayarak saatlerce dışarıda vakit geçirenlerin, kar sporları ile uğraşanları dikkatli olması gerekir. Kayak yapanlar mutlaka koruyucu gözlükler kullanmalıdır. Kardan göze yansıyan ışınlar kornea yanığı dediğimiz, bu tabakada ağır hasarlara sebep olabilir. Yoğun güneş ışığına maruz kalınması göz eti olarak bilinen pterjium, katarakt, sarı nokta hastalıklarına davetiye çıkarır.”
Uysal, “Kış aylarında vücut direncinin düşük olması, kapalı, karanlık havalarda serotonin yani mutluluk hormonunun azalması ve stresin artması da hassas organımız gözlerimiz için hastalık risklerini arttırıyor. Kış aylarında bazı basit uygulamalarla gözlerimizi koruyabiliriz. El temizliğine her zaman olduğu gibi kış aylarında da özen gösterin ve ellerinizi sık sık yıkayın. Bir çok solunum yolu hastalığı bulaşıcıdır. Dokunmak, kaşınmak, ovalamak gibi çoğunlukla farkında olmadan yaptığımız hareketlerle mikropların gözümüze yayılmasına neden olabileceğimiz gibi başkalarının sağlıklarını da tehlikeye sokarız. Gözlerinizi ovuşturmaktan ve kaşımaktan kaçının. Soğuk algınlığı, grip gibi durumlarda kullanıp atabileceğiniz kağıt mendilleri tercih edin. Kullandığınız mendillerin ikinciye tekrar kullanılmaması hijyen açısından önemlidir, buna özen gösterin” dedi.
Soğuk algınlığında gözlerinizi de korumayı ihmal etmeyin
Uşak Göz Merkezi’nden Erol Uysal, göz iltihaplarının en çok kış mevsiminde görüldüğünü belirtti. Uysal, “Soğuk algınlığı, grip gibi durumlarda kullanıp atabileceğiniz kağıt mendilleri tercih edin. Kullandığınız mendillerin ikinciye tekrar kullanılmaması hijyen açısından önemlidir, buna özen gösterin” dedi.
Bunlar da ilginizi çekebilir