Ak parti Uşak kadın kolları başkanı Avukat Hilal Sabancı ile Türkiye'nin toplumsal gündemi ve Avukatlık mesleği hakkında keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Gelecek seçimlerde partisinin iddialı olduğunu belirten Sabancı; “ Biz sürekli kendisine yeni yollar açan, milletimiz için neler yapabiliriz derdinde olan bir partiyiz. Millete hizmeti kendine dert etmiş bir parti olarak kararlı bir şekilde 2023'e yürüyeceğimize inanıyorum” ifadelerini kullandı.
- Merhaba, öncelikle biraz kendinizden bahseder misiniz? Hilal Sabancı kimdir ?
- Ankara üniversitesi mezunuyum, 2011-2015 yılları arasında üniversite eğitimimi tamamladım, daha sonra 2016'da bir yıllık avukatlık stajımı bitirip kendi avukatlık büromu açarak mesleğe başladım. Avukatlık dışında siyasi bir yönümüz de var; 2018-2019 yıllarında Ak Parti'de çeşitli kademelerde görev almaya başladım. Daha sonra 2019 yılında Ak parti Uşak kadın kolları başkanlığı görevi şahsıma tevdi edildi. O tarihten beri görevimizi sürdürüyoruz.
- Avukat denince aklımıza güçlü bir savunma mekanizması geliyor, siz bir hukukçu olarak Avukatlık mesleğini en kolay nasıl tanımlarsınız?
- Avukatlık yargının üç sacayağından birini oluşturur. Bunlar; iddia makamı (savcılar), karar makamı (hakimler) ve savunma makamıdır (avukatlar) . Avukatlık genelde toplumu aldatan bir meslek gibi yansıtılır ancak adaleti sağlama konusunda en önemli araçlardan biridir. Tam olarak kanuni haklarını ve savunma haklarını bilmeyen bir vatandaşı temsil edebilme adına önemli bir mesleği icra ediyoruz diyebilirim.
- Kadın cinayetlerinde hukuk nasıl bir tavır takınıyor? Neler söylemek istersiniz?
- Kadına yönelik şiddeti biz cinayetten ayrı bir yere koymuyoruz. Ha şiddet ha cinayet ikisi de kesinlikle kabul edilebilir değil. Ak Parti'nin seçim beyannamelerinde kadına şiddetle mücadele her zaman önemli bir yerde olmuştur. En son yapılacak düzenlemeyle de 'Yeni Türkiye Modeli' ve bu konudaki kararlı adım bir kere daha ortaya koyulmuş oldu. Kadın cinayetleri oranlarına baktığımızda da Avrupa ülkelerine nazaran çok daha geride olduğumuzu görüyoruz. Fakat bunun sıfırlanması ve hiç olmaması bizim en önemli temennimiz. Yeni yapılacak düzenlemeyle beraber; kadına yönelik saldırılarda somut pişmanlık emaresi içermeyen hiç bir davranış indirime tabi tutulmayacak, takım elbise ve kravat gibi hususlar takdiri indirim gerekçesi sayılmayacak, kadına karşı işlenen işkence ve cinayet gibi suçların cezai yaptırımlarının arttırılması öngörülüyor.
- Sizce İstanbul sözleşmesi kadınları koruyor mu?
Uluslararası bir sözleşme olan İstanbul sözleşmesi bizim için kural ve norm düzeyindeydi fakat İstanbul sözleşmesi her ne kadar kaldırılmış olsa da 6284 sayılı ve kadına yönelik şiddetin engellenmesine dair bir yasamız var ve bu bize ait bir kanun. İstanbul sözleşmesinin kaldırılması demek kadına yönelik şiddetin önü açılıyor gibi bir durum ortaya çıkarmıyor. İstanbul sözleşmesi toplumda bir takım olumsuz önyargılar oluşturmuştu, çünkü içerisinde bizim toplumsal ve ahlaki değerlerimizle uyuşmayan ibareler vardı. Bu da toplumda bir takım huzursuzluğa sebep oldu. Bunlardan dolayı sözleşmenin feshedilmesi yoluna gidildi. Ha! İstanbul sözleşmesi olmaz Ankara sözleşmesi olur yepyeni bir sözleşme yapılır bu da mümkün, bu sözleşmenin kaldırılması kadına yönelik şiddetin kaldırılması anlamına gelmiyor. Demin de ifade ettiğim gibi Ak Parti'nin ilk seçim beyannamesi kadına yönelik şiddetin önlenmesi adına pek çok madde içererek oluşturulmuştur.
- Bildiğiniz gibi ülkemizde tüm avukatlar Türkiye Barolar Birliği'ne bağlı ve barolar toplumsal meselelerde tüm avukatlar adına görüş bildirdiği için çoklu baro sistemine geçildi, siz çoklu baro sistemini destekliyor musunuz?
- Aslında benim vereceğim cevabı soru içerisinde siz vermiş oldunuz. Çoklu baro sistemine geçilmesine olumlu bakıyorum açıkçası, çünkü pek çok baro maalesef biz avukatlar adına siyasi bir konuda söz alıp konuşabiliyorlar ama benim fikrimi temsil etmeyen bir konuşmada baronun beni temsil etmesini istemem açıkçası. Kaldı ki bir baro mesleki olarak bizleri daha iyi noktaya getirmekle yükümlüdür diye düşünüyorum. Siyaset yapmaktan ziyade mesela; avukatları için nasıl adımlar atabilir, mesleğe yeni başlayan avukatlar için nasıl faydalı olabilir gibi geliştirici konularla ilgilenmesi gerekir diye düşünüyorum.
- Biraz da siyasi görevinize değinip oradan bazı sorular sormak istiyorum; bir kadın kolları başkanı olarak Ak Parti'nin gelecek 2023 seçimlerindeki vizyonu ve misyonu neler olacak?
- Ak parti günlük planlar yapan bir parti değil, Cumhurbaşkanımız liderliğinde vizyonlar ve misyonlarla hareket eden bir parti, günübirlik günü kurtarma siyasetiyle hareket eden bir parti, bir oluşum değil ve hedefimiz var büyük güçlü Türkiye'yi inşa etmek hedefi. Türkiye'yi hak ettiği noktaya getirene kadar da bu hedefimiz asla bitmeyecek. Cumhurbaşkanımızın sürekli dile getirdiği dünyanın en büyük on ekonomisi arasına girme gibi bir hedef var. Biz sürekli kendisine yeni yollar açan, milletimiz için neler yapabiliriz derdinde olan bir partiyiz. Millete hizmeti kendine dert etmiş bir parti olarak kararlı bir şekilde 2023'e yürüyeceğimize inanıyorum.
- Sizi diğer partilerden ayıran en önemli özellikleriniz nelerdir, insanlar gelecek seçimde neden Ak Parti'ye oy vermeli?
- Ak parti bu kadar uzun süre iktidarda kalmış tek parti, Cumhuriyetin kabulüyle beraber baktığımızda uzunca süre iktidarda kalmış ve bu süre zarfında bir çok reform yapmış. Tabii ki Ak Parti temel olarak Adalete önem vermesi, sağlığa önem vermesi ve insana çok kıymet veren bir parti olarak ön plana çıkıyor. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' şiarını kendisine bir kural olarak, öngörü olarak edinmiş bir parti. Bundan dolayı biz inanıyoruz ki bizim milletimizin ferasetli anlayışıyla gelecek süreçte de yine Ak Parti diyecek, yine milletin hizmetkârı olduğunu dile getiren Ak Partiyle yola devam edeceğinden şüphemiz yok.
- Dış politikaya yönelik de bir soru yöneltmek istiyorum size; Rus- Ukrayna savaşında Türkiye'nin denge politikası izlemesi sizce ne anlam ifade ediyor, doğru mu yapıyoruz?
- İki savaş halinde olan devletle ikili irtibatı koruyabilen bir ülke olarak güçlü bir misyon oluşturduğumuzu düşünüyorum. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu diplomasinin icra edilmesi oldukça kıymetli. NATO ve Avrupa birliği bu süre zarfında önemli ve somut bir adım atmazken ülkemiz arabulucu rolü üstleniyor. Biz Türkiye olarak her devletin sınırlarının değişmezliği ilkesini savunmaktan hiç vazgeçmedik. Bu savaşta da Türkiye barışla sürecin yeniden normale döndürülmesini istiyor. Hem partimizin hem de devlet büyüklerimizin görüşüşün de bu yönde barışçıl olduğunu düşünüyorum.
- Röportajı şu soruyla bitirmek istiyorum; Pandemiden sonra küresel çaplı krizler oldu; savaşlar, ekonomik daralmalar derken her ülke gibi biz de bu yıpranmalardan payımızı aldık, bu kadar sorun ve problemin birikmiş olduğu bir dönemde çok ciddi muhalefete de maruz kaldınız, her şeye rağmen problemleri çözeceğinize inanıyor musunuz, seçmenlere, kadınlara ve en önemlisi toplumun geneline nasıl seslenmek istersiniz?
- Öncelikle şunu kararlı bir şekilde ifade etmek istiyorum ki 2023 yılının da Ak Parti'nin zafer yılı olacağını düşünüyorum, bundan şüphemiz yok gönülden inanıyoruz buna. Millete hizmeti kendine şiar edinmiş bir parti olarak anlayışımız adalet olduğu sürece milletimizin gönlünde yine problemlerin çözümü olarak biz varız. Biz her zaman şunu biliyoruz ki, gelecek kişinin seçimle iktidara geleceği bir gerçek. Kaçınılmaz sonucun özelliği budur. Milletimizin ferasetiyle, iradesiyle Ak Parti'yi destekleyeceğinden ve Cumhurbaşkanımızın yeniden Cumhurbaşkanı seçileceğinden şüphemiz yok.
- Bana vakit ayırıp sorularımı yanıtladığınız için çok teşekkür ediyorum.
- Ben de teşekkür ediyorum.