Uşak’ta Üniversitesi araştırma hastanesindeki sorunlar bir türlü çözülemiyor. Hastaların memnuniyetsizliği zaten bilinen bir durum ama madalyonun arka yüzündeki sıkıntılar da artık gün yüzüne çıkmaya başladı.

Doktorların iyi hizmet verebilmesi için önce mesleklerini sevmeleri gerektiğine inanıyorum. Bana göre Uşak’ta yaşadığımız sorunların büyük bir bölümü para kazanmak için doktor olmuş kişiler yüzündendir. Buradan şunu da ifade etmek istiyorum Uşak’taki özel hastanenin tek olmanın avantajını çok iyi şeklide kullandığını görüyorum, maalesef. Tabi bu başka bir yazının konusu.

Biliyorsunuz Uşak’ta bir dönem tıp fakültesinin açılması için büyük bir çaba gösterildi ve bu çabaların ardından Tıp Fakültesi açıldı.  Açılı açılmasına ama ne bir hastanesi ne de hizmet binası vardı. Hastane sorunu Uşak Devlet Hastanesiyle yapılan afiliasyon anlaşmasıyla ortadan kaldırıldı ama bugün görüldü ki bütün sorunların altında bu anlaşma yatıyor.  Bunu yakın zamanda Uşak’taki imkansızlıklardan dolayı Kütahya, Afyonkarahisar arasında mekik dokumuş ve en sonunda babasını palyatif servisinde kaybetmiş biri olarak söylüyorum.

Şimdi Uşak’ta yaşayan bir doktorun bana gönderdiği yazıyı noktasına virgülüne dokunmadan sizinle paylaşıyorum. Sistemin içindeki birinden sistem eleştirisi ;

“Uşak, nüfus olarak çok büyük bir il olmasa da çevre illerdeki bazı ilçelerin Uşak merkeze yakınlığı, şehirdeki hasta potansiyelini oldukça yüksek hale getiriyor. Uşak Devlet Hastanesi, sadece şehirdeki hastalara değil, çevre ilçelerden gelen hastalara da hizmet veriyor. Ancak bu yoğun hasta trafiği, Uşak’ta sağlık hizmetlerinin kalitesini zorlayan bir faktör haline gelmiş durumda.

Devlet hastanesi ile Uşak Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin aynı çatı altında hizmet vermesi, bu yüksek hasta potansiyeline karşılık vermekte zorlanıyor ve iki başlılığa yol açıyor. Bu durum, hem hizmet kalitesini düşürüyor hem de sağlık personeli ve doktorlar arasında ciddi sorunlara neden oluyor. Hastane personeli, hem devlet hastanesinin günlük iş yükünü omuzlamak hem de tıp fakültesi doktorlarına destek sağlamak zorunda kalıyor. Bu iki başlılık, sağlık personelinin iş yükünü artırıyor, verimliliği düşürüyor ve iş memnuniyetsizliğine yol açıyor.

Bu iki başlı yapı, tıp fakültesi öğrencilerinin aldığı temel tıp eğitimini de olumsuz etkiliyor. Eğitim için gerekli olan pratik ve teorik altyapının tam anlamıyla sağlanamaması, geleceğin doktorlarının yeterli donanıma sahip olmasını engelliyor. Bu da hem öğrencilerin eğitim kalitesini düşürüyor hem de ileride sağlık hizmetlerinde ortaya çıkabilecek eksikliklerin temelini atıyor.

Ayrıca, tıp fakültesi doktorları ile devlet hastanesi doktorları arasında bu iki başlı yapı, olumsuz mücadelelere neden oluyor. Her iki taraf da kaynakların kullanımı ve iş bölümü konusunda anlaşmazlıklar yaşıyor, bu da hem sağlık hizmetlerini hem de eğitim faaliyetlerini olumsuz etkiliyor. Bu mücadele, sağlık hizmetlerinin kalitesini zayıflatmakla kalmıyor, aynı zamanda tıp eğitiminin de ciddi şekilde zarar görmesine neden oluyor.

Asistan hekim eğitimi ise bu koşullar altında büyük sıkıntılar yaşıyor. Mevcut eğitim şartları, Sağlık Bakanlığı’nın asgari gerekliliklerini karşılayamadığı için bazı bölümler hiç açılamıyor, açılan bölümler ise asistan alımını durdurmak zorunda kalıyor. Dahası, Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) gibi zorlu bir sınavı kazandıktan sonra Uşak’a gelen birçok asistan doktor, burada karşılaştıkları eğitim dışı iş yoğunluğu ve yetersiz eğitim koşulları nedeniyle istifa ediyor. Bu durum, Uşak’taki sağlık hizmetlerinin geleceğini tehlikeye atmakla kalmıyor, aynı zamanda halkımıza sunulan hizmetin kalitesini de ciddi şekilde düşürüyor.

Bu iki başlılık, Uşak’taki sağlık hizmetlerinin verimliliğini ve kalitesini ciddi şekilde zayıflatıyor. Uşak için en uygun çözüm, tıp fakültesi ile devlet hastanesinin birbirinden ayrılmasıdır. Yeni bir devlet hastanesinin inşa edilmesi, mevcut sağlık personelinin üzerindeki yükü hafifletecek ve hizmet kalitesini artıracaktır. Alternatif olarak, tıp fakültesi için bağımsız bir eğitim ve araştırma hastanesi kurulabilir, böylece akademik çalışmalar ile sağlık hizmetleri net bir şekilde ayrılmış olur.

Bu ayrım, hem hastane personelinin hem de tıp fakültesi doktorlarının daha verimli çalışmasını sağlayacak, asistan hekimlerin ve tıp fakültesi öğrencilerinin nitelikli bir eğitim almasına imkan tanıyacaktır. Böylece, Uşak halkına sunulan sağlık hizmetlerinin kalitesi yükselirken, sağlık personelinin de iş memnuniyeti artırılacaktır. Yetkililerimizin bu sorunu ciddiye alarak, Uşak’ın geleceği için gerekli adımları atmasını umuyoruz.

Sonuç olarak, sağlık hizmetlerinde verimliliği artırmak ve Uşak halkına daha iyi hizmet sunmak için tıp fakültesi ve devlet hastanesi arasındaki bu iki başlılığa son verilmelidir. Bu adım, hem çalışanların memnuniyetini artıracak hem de halkımıza daha kaliteli sağlık hizmeti sunulmasını sağlayacaktır.”